19 Nisan 2010 Pazartesi

Mesele Verilmeyen Penaltı Değil Yeğen, Mesele Kazanmak İçin Her Yolun Mübah Görülmesi


Bir Galatasaraylı olarak bu maça bakış açım Beşiktaş'ın bu maçtan galibiyetle ayrılması veya en azından bir puan alması yönündeydi. Alınan bu sonuçla Galatasaray'ın artık şampiyonluk şansı son 6 maçta 6 galibiyet alan takımdan yada son haftada Fenerbahçe'nin Denizli'de kaybetmesiyle kazanılan şampiyonluklardan bile zor hale geldi. Beşiktaş da fiilen bu maçta ligi en iyi durumda 3. bitireceği kesinleşti.
Galatasaray , Fenerbahçe'ye evinde yenildiğinde bu kadar zoruma gitmedi işin doğrusu. Maçın içinde Fenerbahçe'nin aleyhine çalınması gereken düdükler, verilmesi gereken penaltı ve kartlar ligin cılkının çıktığının göstergesiydi. Emin olun ki Fenerbahçe'nin yerinde Galatasaray olsa ve böyle bir galibiyet almış olsa içime sinmezdi. Olay Lugano'nun eline çarpan pozisyonun verilmemesi veya İbrahim Üzülmez'in pozisyonunun ofsayt olarak nitelendirilmesi değil. Çok bariz olmadıktan sonra hakemler hakkında konuşmak da doğru değil . Futbolumuzun içine tüküren Bilica'nin penaltı öncesi penaltı noktasını eşelemesiydi ve orada hakem olarak görevlendirilmiş 4 tane şahısın hiçbirinin bunu görmeyişiydi. Yanlış anlaşılmasın Ernst'in yaptığı hareket doğru değil, ama sevmesek de birçok maçta bunu görüyoruz, yenik takımın oyuncusu o anlık hırsla vuruyor,hakem de görüp cezasını veriyor. Federasyon da o cezayı 3 maça bağlayacaktır. Ya Bilica'nın yaptıklarının cezası ne olacak?
Bir tarafta Rüştü var , bir tarafta Volkan var. İkisi de şu anda ligin en iyi kalecileri durumundalar. Ama birisi tün takım taraftarlarının saygı duyduğu bir isimken, diğeri kendi taraftarları haricinde tüm futbolseverlerin nefret ettiği bir isim. Penaltıyı kurtarmış hala hakemin üzerine koşuyor, farkında değil ki pozisyon penaltı, penaltı noktası eşelenmiş, bir kırmızı kartı daha çıkaracak basireti kalmamış bir hakem var. Hala daha koşuyor. Galatasaray maçlarında seyirciyi tahrik eder, sonra bir şey olmamış gibi davranır, ayıp ediyor , ihanet ediyor kendisine. Kendisini Dünya'nın en iyi 10 kalecisinden biri olduğunu düşünüyor da Fenerbahçe'den Arsenal'e veya Milan'a neden gidemediğini bir düşünse iyi olacak.
Bu kadar hakeme ve Fenerbahçe'ye sallamasına salladım da Beşiktaş'ın hiç mi kabahatı yok. Bir penaltı kullanma hakkı en azından verilmiş, orası eşelenmiş de olsa atacaksın. Lige 40 gol atamadan ben şampiyonluğa gidiyorum demekle olmuyor. Sanki bu sene Beşiktaş transferler konusunda ciddi değişimler göreceğiz hissine kapılmamak elde değil.
Fenerbahçe de Beşiktaş da hakemleri etkisi altına almak için haftalardır ellerinden geleni yapıyorlar. Demek ki Fenerbahçe'nin gücü Beşiktaş'ın üzerinde, geçen sene de söylediğim gibi geçen sene Beşiktaş'ın aldığı şampiyonluk önümüzdeki 6 sezonda şampiyonluk yaşayamaması için verilen bir sus payıydı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder