7 Ağustos 2009 Cuma

Tallin ' e Son Durak Ali Sami Yen!

Fenerbahçe 'nin rakibi Sion'u Galatasaray ile yaptığı karşılaşmalardan tanıyoruz. Galatasaray her karşılaştığında rahat bir şekilde elemişti. Bu sefer de Fenerbahçe turu en rahat atlayacak Türk ekibi olarak gözüküyor

Galatasaray'ın rakibi Levadia Tallin , Estonya temsilcisi oluşu ve Türk Milli Takımı da başta olmak üzere kuzey ülke futbollarının takımlarımıza ters gelişini göz önüne almama rağmen Galatasaray iki maçı da kazanarak turu geçecektir.

En zor kurayı Sivasspor çekmiş gözüküyor. Lucescu 'lu Shaktar Sivasspor ve Bülent Uygun'u yıkıp geçecektir. Bu kadar şanssız bir kura çekmelerine üzüldüm. Geçen yılın şampiyonu daha ön elemede rakip olduysa , onur mücadelesi verip, futbolun mucizesini aramaya devam etmek gerekir

Trabzonspor'un rakibini iddaa oynarken tanımıştım. Touluse geçen sezon Lille ile birlikte sezonun flaş takımlarıydılar. Son bir kaç hafta öncesine kadar Şampiyonlar Ligi mücadelesi vermişlerdi. Evlerinde yaptıkları çok basit hatalar neticesinde bu kupaya katılmak zorunda kaldılar. Evlerinde çok başarılı bir ekip olmasının yanı sıra , sağlam bir savunma hattına sahiplerdi. Bu sezon ki durumları hakkında net bir fikrim yok.

Ama ilk bakışta Galatasaray ve Fenerbahçe gruplara kalırlar, Trabzonspor ve Sivasspor çok büyük ihtimal eleneceklerdir.

Galatasaray'ın Muhtemel Rakipleri

KKS Lech Poznan (POL)
FC Amkar Perm (RUS)
NAC Breda (NED)
FK Teplice (CZE)
FC Levadia Tallinn (EST)

Geçtiğimiz sezon UEFA kupasında Fransa'nın Nancy, Hollanda'nın Feyenoord takımlarını altta bırakarak gruplardan çıkan Lech Poznan bir sonraki turda 2-2 ve 2-1 lik skorlarla elenmişti. Geçtiğimiz sezon adını daha sık duymaya başladığımız Lech Poznan Polonya ligindeki ilk maçını galibiyetle tamamladı.

Rus temsilcisi geçtiğimiz sezonu 4. bitirerek avrupa bileti almaya hak kazanmıştı. Rusya liginde iç saha mücadelelerinde başarılı olan Rus ekibi bu sezon ligde 12. sırada yer almaktadır.

Hollanda ekibi geçtiğimiz sezon play-off 'u geçerek avrupa bileti alabildi.

Her ne kadar bir Rus takımı ile eşlenmenin Galatasaray'ı zorlayacağını bilsem de Galatasaray'ın rakibini düşünmesinden çok; Galatasaray'a rakip olacak takım Galatasaray'ı düşünse iyi olacak.
Galatasaray'a bu torbadan hangi takım gelirse ona yazık olacak diyerek sözlerimi tamamlıyorum .

Gönlümdeki rakip Çek Temsilcisi Teplice

Antep Maçı Niye 45 Derecede 19.30 da


Dün Galatasaray taraftarının haklı bir isyanı vardı. Haftasonu deplasmanda oynanacak Gaziantepspor maçının 19.30 oynatılacak olması haklı itiraz oluşturdu. Fenerbahçe aynı gün Denizli 'de 21.45 'te oynayacakken Galatasaray Gaziantep gibi sıcak bir şehir de 19.30 da oynayacak olması hiç de adaletli değil. Şayet aynı anda iki maçın yayınlanması sorun oluşturuyorsa Galatasaray'ın maçı ile Fenerbahçe'nin maçının yer değiştirilmesini veya Gaziantepspor-Galatasaray maçını 20.15 'e , Denizlispor-Fenerbahçe maçı 22.00'ye alınması daha uygun olacaktır.

Federasyon daha ilk günden fikstür konusunda böyle davranırsa kışın soğuk günlerinde nasıl davranacağını kestirmek hiç de zor değil

Netanya'ya 1 Avans 10 da Biter!


Dün akşam seyrettiğimiz Galatasaray izleyenlere büyük keyif verdi. Ne zamandır bu kadar rahat bir maç izlememiştik işin doğrusu. Rakibin zayıf oluşunu elbette göz önüne almak gerekir fakat Galatasaray oynadığı futbolun hakkını vermezsek izlemeyenler yanılmış olur. Dün akşam sahaya çıkan takımın bir önceki Netanya maçında oynamayan futbolcuların ağırlıkta olduğunu da belirtmek gerekir.

Sadece ilk 45 dakikada izleyebildiğimiz Keita 'nın ayağına top çok yakışıyor. Attığı güzel golden çok attığı taklaları Şükrü Saraçoğlu'nda , İnönü 'de ve Avrupa Ligi'nde karşılaşacağımız rakiplerin kendi sahasında atabilecek olması dün Galatasaray taraftarlarını ayrıca keyiflendirdi.

Takıma yeni girenlerle, yedek kalması muhtemel oyuncuların performanslarının ölçüleceği maç olması ve filmin sonunda mutlu son olması taraftarları keyiflendirdi.

Galatasaray 'da Elano ve Baros'un eksikliğine rağmen bu kadar hücum gücünün yüksek olması bu sezon için oldukça ümit vericiydi. Nonda'nın dünkü maçta ortaya koyduğu performanstan sonra bu adam 1 senedir nerede sorusunu akıllara getirdi. Hakan Şükür ile yaşadığı antilop muhabettinden sonra kendisinin de benzer davranışları sergilemesi taraftarın yoğun tepkisini çekiyordu. Ben de dahil olmak üzere performansını sahaya yansıtmak istemeyen Nonda'nın gönderilmesini isteyenlere inat dün iyi bir forvet kimliği ortaya koydu. İlk sezonunda başarılı bir performans koyup, geçen sezon yatan Nonda yeni transferlerle pabucun pahalı olduğunu anlamış. Nonda bu kadar istekli oynamaya devam ederse Baros'un mu esas forvet olması gerektiği, Nonda nın mı esas forvet olması gerektiği tartışılacaktır.

Dün bana göre sahanın en iyi 2 ismi 2 Türk 'tü. Onlar belki gol atmadılar ,ama bol bol asist yaptılar.Aydın 'a son iki maçta bir haller oldu, beklediğim Aydın bu. Onda bu potansiyel olmasına rağmen, geçen sezon yeterince şans almasına rağmen değerlendiremeyen Aydın da takımda kalma savaşını dün akşam kazanmış oldu. Aydın geçen günlere, yapılan transferlere inat bu takımın önemli bir parçası olduğunu kanıtladı.

Bir diğer yıldız da Arda Turan'dı. Türkiye 'nin en oyun zekası yüksek, en bileklerine sahip futbolcu olması Arda'yı duraklatmıyor, olabildiğince günden güne iyi hale getiriyor.


Tobol maçından sonra eleştiri yapanlar, taktiği eleştirenler, kadro seçimini eleştirenlerin şu an için susup oturmaktan başka yapacakları yok. Rijkaard'ın ne kadar adaletli bir hoca olduğunun farkına varamayıp, başka teknik adamlar gibi 2. turda esas kadroyu sahaya sürmesini bekleyenlerin yaşadığı yanılgı onlara ders olacak gibi...

Rijkaard adaleti işliyor, futbolcuların da bunun farkında olduğunu dün gece görmüş olduk. Nasıl olsa Gökhan Zan- Servet var deyip Emre Aşık- Emre Güngör oynamamazlık etmediler.

Bu sezon Galatasaray'ı bol taklalı, bol duran top organizasyonlu goller bekliyor. Geçen sezon alınan 5. likte bile yönetime sahip çıkan taraftar, bu sezon bunun mükafatını alacaktır.

Galatasaray'da bu sezon ideal 11 diye bir şey olmayacak. Galatasaray da ideal 18 var olacak. Geçtiğimiz sezon yaşanan sakatlıklar canımızı epey sıkmıştı, fakat bu sezon bu türlü bir sıkıntı olmayacak gibi duruyor. Kimin yedek futbolcu, kimin as futbolcu olacağını sezon içinde göreceğiz.

30 Temmuz 2009 Perşembe

Hayallerinizin Bittiği Yerde Gerçeklerimiz Başlar


İnsanın inanası gelmiyor ama son iki senedir Galatasaray yönetimi transfer bombalarını patlatmadan duramıyorlar. Galatasaraylıyım diye demiyorum ama bu işi çok iyi biliyorlar. Lincoln'ü teknik olarak beğensem de Galatasaray takımına yakışmayacak hareketler içinde bulunması herkesin sabrını yeterince zorlamıştı. Bu sezon yollar ayrıldı. Ve yerine gelecek isim de belli oldu. Bu isim Elano Blumer

Mancester City 'li Elano'nun Premier Lig 62 maçta 14 gol attığı , Brezilya Milli Takımında ise 35 maçta 6 gol attığı gelen bilgiler arasında. Hala da Brezilya milli takımı forması giydiğini de belirtmemde yarar var. Bu haber gerek UEFA nın resmi sitesinde gerekse de dünya genelinde sükse yaptı.

Premier Ligi izlemiş olanlar bilir ki Elano duran toplarda çok usta bir isim. Galatasaray'ın Hagi'den sonra yaşadığı en büyük sorunlardan biri duran top kullanacak usta bir isme sahip olamayaşıydı. Bu transfer ile bu sorun çözüldü. Eski hocası Mark Hughes 'un Elano 'nun duran toplardaki yeteneğini öve öve bitiremediğini de söylemek gerek. Bugün Mancester City'nin resmi internet sitesinde de Elano'ya hem Galatasaray'daki hem Brezilya milli takımındaki görevi için bol şans dilendi. İnternette takip ettiğim kadarıyla Mancester City taraftarı da bu oyuncunun gidişine üzülmüş durumda. Transfer piyasasına çok hızlı giriş yapan İngiliz takımı kadrosunu rahatlatmak için bu transfere onay verdiği biliniyor. Şayet bu güçlü para akışı olmasaydı Elano'nun Türkiye'ye gelmesi imkansızdı. Daha 30 Nisan da Mark Hughes'in verdiği demeçte Elano ile yeni sözleşme imzalamaları yönündeydi. Bu yabancı sermayenin İngiliz takımına girişi Galatasaray'a da yaramış oldu.

Keita dan sonra Elano transferi Galatasaray yönetiminin vizyonun ne kadar geniş olduğunu gösteriyor. Herkes bu transferi ayakta alkışlayacak; yönetim takdir edilecek.
Çünkü Hayallerinizin Bittiği Yerde Gerçeklerimiz Başlar.

http://www.mcfc.co.uk/News/Team-news/2009/April/Spot-king-Elano-gives-boss-the-shivers

http://www.mcfc.co.uk/News/Team-news/2009/July/Elano-leaves-for-Turkey

http://www.uefa.com/competitions/uefacup/news/kind=1/newsid=867444.html

Gaziantepspor Sezon Tahmini


2008-2009 sezonunda Turkcell Süper Ligi 8. sırada tamamlayan Gaziantepspor ortaya koyduğu futbol kalitesi ile beklentilerinin altında ligi tamamlamıştı. Geçtiğimiz sezon nisan ayında Jose Couceiro ile anlaşan Gaziantepspor , bu sezonun hazırlıklarına Portekizli teknik adamın istekleri doğrultusunda nisan ayında başladı ve Avrupa Kupalarına gitmeyi hedef olarak belirlediler.

GAZİANTEPSPOR

TSL'de geçen sezonki durumu: 8

Teknik Direktör: Jose Couceiro

Yeni Transferler: Gökhan Ünver, Ertan Koç (Sarıyer) , Gökhan Öztürk (Galatasaray), Ümit Tütünci (Hacettepe) , Serdar Kurtuluş (Beşiktaş) , Recep Biler (Hacettepe), Batuhan Karadeniz( Beşiktaş-kiralık), Julio Cesar (R.Bükreş) ,Sezer Sezgin (Bolu)

Gidenler: Bekir İrtegün ( Fenerbahçe) , İsmail Köybaşı ( Beşiktaş) , Emrah Eren (Giresunspor) , Eduardo Abdo Ferraira Pacheco

Geçtiğimiz sezon lig sıralamasında istenilen yerde bitirilemeyeceğini anlayan Gaziantepspor yönetimi teknik direktör Nurullah Sağlam ile yollarını ayırıp Jose Couceiro ile anlaşarak bu sezonun hazırlıklarına başalamıştı. Jose Couceiro’nun gelişiyle birlikte takıma ve lige adaptasyon sorunu da çözülmüş oldu. Geçtiğimiz sezon yeni bir ekip kuran Gaziantepspor oynadığı futbolla bir çok kesimin beğenisini kazanmıştı. Geçtiğimiz sezon takımda en öne çıkan isim Rodrigo Tabata idi. Geçtiğimiz sezon ligde 2157 dakika forma giyen sambacı 11 gol 7 asistlik performansı ile çok konuşulmuştu. Nisan ayından itibaren zorlu maçlar haricinde konsantrasyon sorunu yaşayan kırmızı siyahlılar ligi 8 . sırada tamamlayarak ligi erken tamamlamışlardı. Bu sezon da aynı durumu yaşamak istemeyen Gaziantepspor bu sezon işi daha sıkı tutacak gibi duruyor.

Transfer Politikası

Gaziantepspor’un bu sezon transfer dönemini çok da iyi geçirdiğini düşünmüyorum. Takımın hem kaptanı hem de en önemli oyuncularından biri olan Bekir İrtegün’ün bonservis bedeli olmaksızın Fenerbahçe’ye gidişi ve yerine takviye yapılmayışı Gaziantepspor’un en büyük kaybı olduğu kanısındayım. Geçtiğimiz sezon takımda forma şansı bulmaya başlayan genç yetenek İsmail ‘in de Beşiktaş’a transfer olması Gaziantepspor’u çok etkilemeyecektir. Ivan’ın geçtiğimiz sezon göstermiş olduğu performans bu sezon da yakalanırsa Gaziantepspor sol tarafta sıkıntı yaşamayacaktır.

Başkan Kızıl’ın forvetin babasını alacağım diye söyleyip Batuhan’ın kiralanması , üç büyüklerin alamayacağı kaleciyi Gaziantep’e getireceğim diye söyleyip Hacettepe’den Recep’in getirilmesi tam anlamıyla bir hayal kırıklığı oldu. Geçtiğimiz sezonu sakatlanarak kapatan Murat Şahin’in yerine getirilen Recep Biler’in performansını Gaziantepliler merakla bekliyor.

Beşiktaş ‘tan İsmail’in karşılığında alınan Serdar Kurtuluş var olma mücadelesini Gaziantep’te verecek. Geçtiğimiz sezonlarda milli takıma kadar yükselmesi beklenen Serdar’ın burada göstereceği performans geleceğine de yön verecektir. Orta sahanın merkezinde mi sağ bek olarak mı izleyeceğimizi sezon başladıktan sonra göreceğiz.

Takımın en kuvvetli mevkisi olarak orta sahanın merkezi olduğunu söyleyebiliriz. Murat Ceylan, Zurita, Tabata , Serdar Kurtuluş,İbrahim Ferdi’nin varlığı takımı rahatlatıyor.

Forvet mevkisinde geçtiğimiz sezon sıkıntı yaşayan Gaziantepspor , ligin ilk yarısında Mehmet Polat’ı hücumda kullandığını görmüştük. Bu sezon alınan Julio Cesar, kiralanan Batuhan , Ertan Koç ve takımda kalan Beto forma savaşı verecekler gibi duruyor. Kadroya Bükreş’ten dahil edilen Julio Cesar’ı kanat mevkisinde oynarken de izleyebiliriz. Forvette alternatif sağlanması en önemli transfer hamlesi olarak gözüküyor.

Takımın en alternatifsiz bölgesi savunmanın merkezi olacağı kesin .Teknik direktör Coucerio da açıklamalarında bu bölgede sıkıntı yaşadığını ifade etti. Geçtiğimiz sezon da yer alan stoper Julio Cesar ile Deumi bu bölgede forma giymeleri çok muhtemel gözüküyor. Alternatif futbolcular arasında bir takım genç oyuncular bulunmakla birlikte bu futbolcuların nasıl bir performans gösterecekleri üç bilinmeyenli bir denklem durumunda….

Öne çıkan transfer: Batuhan Karadeniz


Geçtiğimiz sezon Eskişehir’de başarılı bir performans koyan ve milli takımda da yer almayı başaran Batuhan Karadeniz özel hayatında düzen oturtursa Beşiktaş’a geri dönmemesi için hiçbir sebep yok. Batuhan bu sezon olaysız bir sezon geçirdiği takdirde Mustafa Denizli’nin de gözüne girecektir. Gaziantepspor’un hücum hattına büyük katkı verecektir. 12 ile 15 arasında gol atacaktır.

Yeni sezon hedefleri

Başkan Kızıl bu sezon için çok iddalı açıklamalar yapmaya devam ediyor. Başkan Kızıl ve teknik yönetimin hedefleri Avrupa Kupalarına katılmak olacak. Bu doğrultuda Türkiye Kupası’na da önem verecekler.

Tahmin

Geçtiğimiz sezon 46 gol atıp, 48 gol yiyen Gaziantepspor , bu sezon ofansif oyuncular dahil ettiğini de göz önüne alırsak yediğinden fazlasını atmaya çalışacak ve keyifli maçlar izlettireceklerdir. Transfer tercihlerini yaparken kaleci ve stoper mevkine yeterince önem vermeyen Gaziantepspor tam anlamıyla kapalı bir kutu. Savunma olarak sıkıntı yaşayacaklardır. Yaptığı hazırlık maçlarında istenilen sonuçların alınamaması da Gaziantepspor üzerinde soru işareti oluşturuyor. İdeal 11 olarak ligin en kuvvetli Anadolu takımlarından biri olan kırmızı siyahlılar ligi 5. ile 8. lik arasında bir yerde bitirecektir.


http://yakinyoko.blogspot.com/

http://downbothflanks.blogspot.com/

29 Temmuz 2009 Çarşamba

Hakem Kesinlikle Anderlecht lidir!


Bülent Uygun'un ne yaptığını anlamak mümkün değil. Bu benim için süpriz olmadı ; benim için süpriz olan 5 farklı mağlubiyetti. Türkiye Ligi'ni ikinci bitirmiş bir takım Anderlecht'ten nasıl 5 fark yer anlamak mümkün değil.

http://downbothflanks.blogspot.com/2009/07/lig-oncesi-takmlarn-durumlar.html

Yukarıda verdiğim linkte de belirttiğim üzere Sivasspor'un özellikle Avrupa kupalarında başarısızlık öngörüsünde bulunmuştum. Bunda iki temel dayanağım vardı.

Birincisi takımın iskeletiyle bu kadar kolay oynanamaz. Belki çok önemli futbolcular olarak gözükmeyen isimlerin takımın ruhunu tamamladığını düşünüyordum. Bunların başında Balili geliyordu. Balili'den çok haz almayan birisi olmamama rağmen; Balili'nin Sivas'ta çok mutlu olduğunu kendi ağzından dinlemiştim. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün.

Football Manager oynayanlar bilirler ki bir takıma çok sayıda oyuncu katılırsa takımın balansı bozulur; takım güçlenmiş dahi olsa bunu yansıtması o kadar da kolay olmayacaktır. Her oyuncunun takıma uyumu zaman alacaktır.

Bu sezona başlarken Sivasspor gereksiz yere takımın en önemli ismini en kritik sezonda satarak en büyük hatayı yaptı. Bilica'nın satışı ile ilgili de bir yazım vardı. Bilica'yı , Fenerbahçe'ye olan bağlılık duygusu ile satarsan bu günlere gelinmesi kaçınılmaz olacaktır.

Geçtiğimiz sezonun başarılı iki takımı vardı. Biri Şampiyon olan Beşiktaş, diğeri de kısıtlı bütçesi ile ikinci olan Sivasspor. Beşiktaş bu sezon yine iddalı çünkü kadronun genelini koruyup üstüne futbolcu takviyesi yaptığı için iddasını sürdürüyor. Sivas ne yaptı kazanan kadroyu bozup; enteresan futbolcu takviyesi yaptı. Çözemedeğim futbolculardan birisi Ersen Martin'dir. Çok matah bir futbolcuymuş gibi Tum'un yerine transfer ettiler. Elinde Mehmet Yıldız gibi bir pivot adam dururken bir de onu kadrolarına dahil ettiler. Anlamak mümkün değil.
Galatasaray geçen sezon bir yenilemeye gitti; Fenerbahçe bu sezon yenilenmeye gitti. Ancak bu yenilenmeler başarısızlık ve kadronun yaş ortalamasının yükselmesi ile ilgiliydi; Sivasspor sezon boyunca oynattığı genel kadroyu bozmayıp, yedekte kalanların yerine ilk 11 mücadelesi verecek adam transfer etseydi dün geceki facia olmayacaktı.

Bülent Uygun devamlı bir söylediği bir şey var. "Bu kulüpte herkesin bir alternatifi vardır." Bu cümlenin altında Fenerbahçe ola ki beni isterse kimse darılıp gücenmesin giderim yatıyordu.

Geçtiğimiz sezon lehine birçok hakem hatası yapılmasına rağmen Sivasspor'un ciddi bir başarı ile buraya geldiğini kabul etmek gerekir. Fakat bir şeyi daha görmek gerekir ki Sivasspor'u lig ikinciliğine taşıyan en önemli etken kötü hava ve saha koşullarına sahip olduğu sahasında rakiplerini kolayca devirmesiydi. Federasyon bu sezon olmazsa bir sonraki sezona Sivas ile ilgili bir çözüme giderse Sivasspor bu başarıları bir daha elde etmesi zor gözüküyor.

Her yenilgiden sonra tüm suç bende demekle olmuyor; suç sendeyse bu ağır mağlubiyetin faturasını birilerine çıkarması gerekiyor.( kendi bile olsa; nasıl olsa kendisinin de alternatifi var)
Ders çıkarmak önemli bu maçtan.


Geçen sezon aleyhine çok bariz hakem hataları olmamasına karşı dert yanan bir insan olması, Gaziantepspor maçında aldıkları yenilgiden sonra niye bu kadar iyi oynadılar diyebilecek bir insan olması(gerçi benim de bu yönde şüphelerim var ama bunu söylemek Bülent Uygun'a ve futbolcularına düşmez) , son PSV ile oynadıkları hazırlık maçında görülen kırmızı kartlar sonrası hakem Anderlect'li demesi Bülent Uygun'un psikolojik durumunu ortaya koymaktadır.

2 Mart 2009'da katıldığı bir panelde sarfettiği sözler akıllara geldi. "Avrupa'da başarılı olabilir misiniz?" sorusuna "Biz 5 yeriz, 7 yeriz ama 6 yemeyiz. 7 yeriz, 9 yeriz ama 8 yemeyiz" şeklindeki yanıtıyla Galatasaray ve Beşiktaş'a gönderme yapmış olan Uygun sözünü tuttu. Ama bundan bir iki hafta önce dedikleri iyi ki de tutmadı. Bülent Uygun kura çekimi ile ilgili olarak Arsenal'i çekecek halimiz yok demişti. Ya çekseydi?

22 Temmuz 2009 Çarşamba

Fenerbahçe Acaba Bu Sefer Doğru Yolu Buldu Mu?


Fenerbahçe'nin Brezilya'nın Corinthians takımdan transfer ettiği Andre Clarindo Dos Santos ve Cristian Oliveira Baroni bugün İstanbul'a geliyorlar. Fenerbahçe'nin yurt içinde ödediği yüksek transfer bedellerini ve önceden haber vererek transfer yapmasını eleştirmiştim.

Bu sefer Aykut hocanın sadece Brezilya'ya transfer için gittiğini biliyorduk ama kim alınacağı hakkında pek bir bilgi yoktu. Oyuncuların kaliteleri hakkında çok bir bilgim olmamasına rağmen özellikle Dos Santos'un 2009 Konfederasyon kupasında forma giymiş olması kalitesi hakkında bilgi veriyor. Genellikle Fenerbahçe'nin bu tarz yaptığı transferlerin tuttuğunu görmüştük. Bunların başında Lugano, Edu, Alex, Devid gibi Brezilya'dan alınmış futbolcuların başarılı olduklarını biliyoruz. Fenerbahçe isim transfer etmekten bu sezon vazgeçmiş gözüküyor; çok isabetli bir karardır.

Bir sonraki hamleyi de gerçekleştirebilirlerse de daha da büyürler . O da şudur ki aldıkları oyuncuyu bir iki sezon sonra daha yüksek bir fiyata satabilmeleridir.

Ayrıca Güiza, Kezman, Roberto Carlos ve Ortega isimlerin Fenerbahçe'ye performans olarak istenen veremediği açıktır. Bakalım bu süreç ne kadar devam edecek?

Galatasaray Tobol Maçı Hangi Kanalda Yayınlanacak?

23 Temmuz 2009 perşembe günü saat 21.00 de oynanacak mücadele bir son dakika değişikliği olmadığı takdirde D- Smart'ta yayınlanacak

Galatasaray Tobol Maçının Muhtemel 11 i


  1. Kalede ------------------------>Orkun(Leo Franco)
  2. Sağ Bek ----------------------->Sabri
  3. Stoper ------------------------>Servet
  4. Stoper ------------------------>Gökhan Zan(emre güngör)
  5. Sol Bek ----------------------->Hakan Balta
  6. Orta -------------------------->Mustafa Sarp
  7. Orta -------------------------->Ayhan
  8. Orta -------------------------->Barış
  9. Sağ açık ----------------------->Yaser
  10. Sol açık ----------------------->Arda
  11. Forvet ------------------------>Baros

17 Temmuz 2009 Cuma

Rijkaard Revizyonu Tamamlayacak Olan Pilot'tur.


Bugün gazetelerde ve internet ortamında birçok insan Galatasaray ı Tobol ile berabere kaldı diye eleştiriyorlar. Kimisi 4-3-3 neymiş onu tartışıyorlar ; kimisi 4-5-1 oynasın diyor. Bunların kaçı taktikten anlar; hazırlık döneminden ne anlar? Yok Tobol kötü takımmış da Galatasaray onu bile yenemiyormuş da bunlarla ilgileniyorlar. Taktiği ve futbolcuyu hoca belirler; insanlar beğenebilir veya beğenmeyebilir. Eleştiri de yapabilir fakat kimse Galatasaray 4-3-3 oynamasın şunu oynasın diyemez. Taktik bambaşka bir olaydır. Bu ülkede eleştirmek en kolaydır. Ne Rijkaard ı ne Skibbe yi ne de Gerets i hiç bir zaman taktiksel açıdan eleştirmedim. Çok nadir olarak eldeki kadroda değerlendirilmeyen oyuncuların neden oynatılmadığını irdeledim.

Şayet dün Galatasaray Tobol gibi bir rakibe karşı bile as takımı sürseydi sahaya, o zaman eleştirirdim Rijkaard ı. Rijkaard çok doğru bir strateji izlediğini göremeyenlere ağır ol da molla sansınlar diyorum.

Galatasaray yedek takımıyla bile bu takımı eler. Ama dünkü takımda sahaya ilk 11 de çıkan Erhan, Yaser,Aydın, Alpaslan gibi isimlerin geçen sezon kaç resmi maçta oynadıklarını bilmedikleri ortaya çıkıyor. Bundan bir ay önce Adnan Polat ın taraftardan ve camiadan isteği sabırdı. Daha ilk günden sabır gösterilememesi Galatasaray ın önündeki en büyük engel. Dün Del Basque ye Tigana ya Skibbe ye sabır gösteremeyenler Rijkaard ı eleştirmek için hazır kıta beklendiğinin yönetim farkında. İnsanların geçmişten ders çıkarmadıkları kulüplerin Avrupadaki karnesinden anlaşılıyor. Geçen sezon bu zamanı çok iyi hatırlıyorum. Fenerbahçe Ağustos ayında MTK'ya 5-0 yendiğinde kimse bizi tutamaz; Aragones çok iyi hoca diyorlardı. Sezon sonunda neler konuşulduğu ortada

Daha önce de yazmıştım ki Del Bosque geldiği ilk dönemde başarılı değildi fakat tam takımı toparlamaya başlamışken alınan bir yenilgi sonu oldu. Geçen sezonun son iki ayına kadar (stadyuma gelen gruplar hariç) maçlarını bile izlemek istemeyen , Beşiktaş yönetimini yerden yere vuranlar bugün takımlarının ne kadar iyi olduğunu söylüyorlar. Başkan da o kadar havaya girmiş ki 5 sene üst üste şampiyonluk sözü veriyor. Neye dayanarak söz verdiği belli değil. Acaba Serdar Bilgili den sonraki dönemde neler yaşandığına bakmışmıdır. Lig de şampiyonluğu belirlenmesinde çok fazla etkenin payı olduğundan haberi var mıdır? Mesela bunlardan biri reytingtir. Ben onun için diyorum ki Galatasaray ve Fenerbahçe şampiyonluk yarışına her zaman bir adım önde başlarlar; onların her ikisinin de kötü olduğu bir dönem varsa Beşiktaş havaya sokulur; çünkü taraftar futbol pazarına para bıraksın diye. En basitinden söylemek gerekirse geçtiğimiz sezonun son haftasında bir cafede maç izlemeye gittim . Cafe işletmecisi kan ağlıyor. Neden mi? Sadece üç tane Beşiktaşlı maç izliyor. İşletmeci örnek vererek :" Sezon ortasındaki en sıradan Galatasaray- Konyaspor maçında burası full çeker. Fenerbahçeli olmama rağmen biz olamadıysak keşke Galatasaray şampiyonluğa oynasaydı,en azından işimize bakardık." diyor. Bu futbol piyasasından küçük bir örnek ; bunun gazetelere , televizyon reytinglerine yansımasını da siz düşünün. 5 sene üst üste şampiyon olmanın değeri, Sivassporun şampiyon olmasından daha zor bir şeydir.

Konunun başına dönecek olursam daha önce de söylediğim gibi sabırdır. Öyle veya böyle bu takımın patronu Frank Rijkaard ve Neskenstir. Aragones ve Del Bosque gibi kariyerinin son dönemicinde değil; vitesi artırdığı dönemde gelmiştir. Tüm Galatasaraylıların kalbi ferah olsun , Galatasaray şampiyon olur veya olamaz ama Galatasaray revizyonun son virajında iyi bir pilotla yola devam edecektir.

FM 2009 'dan Michel Bastos Lyon'da



Football Manager 'de Gaziantepspor'a transfer etmiş olduğum Michel Bastos'un Lyon'a transferi ile FM'ye bakış açımda olumlu bir gelişme oldu. Gaziantepspor 'da iki sezon oynadıktan ayrılma isteğini kıramayıp ; yollamak zorunda kalmıştım. O şimdi Lyon'da hayırlı olsun ; Yakında Sepp De Roover veya Elder Granja'nın da transfer olduğunu duyarsam şaşırmam.

Baros'un Yetmeyeceği Tobol Maçından Belli Oldu


Galatasaray, Tobol ile eşleştiği günden beri bu maçla alakalı hiç bir yorum yapmadım. Bunun altında Galatasaray'ın maç gününe kadar hazır olamayaşını görmem yatıyordu. Rijkaard'ın maçtan 1 gün önce yedek ağırlıklı bir kadroyla çıkacağını, Haldun Üstünel'in de bu maç ile birlikte gidecek futbolcuların belirleneceğini açıklamıştı. Galatasaray bu maçı bir nevi hazırlık maçı olarak gördü. Nitekim dün Galatasaray'ın bugün itibarı ile sahip olduğu kadro yapısıyla kendi bakış açıma göre 11 oluşturmuştum. Bu ilk 11 den sadece Servet ve Barış ik 11 'de çıktı. Sonradan oyuna giren Uğur ,Baros ve Arda ile benim kafamdaki ideal 11 den 5 oyuncuyu izleme şansımız oldu. Benim oluşturduğum 11 ile dün sahaya çıkan 11 ile pek bir bağlantı yooktu. Fakat görmek gerekir ki sezon 11 oyuncu ile geçmiyor. Dün sahaya çıkan futbolcular olası sakatlık ve ceza durumunda takımda forma giyecek isimler olacaklar.

Sabri bir türlü istikrarı yakalayamamaya bu sezon da devam edeceğini yenilen golde iyice gördük . Ancak daha da kötüsü Galatasaray'ın elinde Baros haricinde sezonu devam ettirebilecek forvet oyuncusu olmayışı. Bu sezon diziliş manasında farklı olsa da Galatasaray 3 lü forvetle oynayacaksa mutlaka forvet transferi yapması gerek. Erhan ve Yaser Galatasaray'ın çapına uygun forvetler değil. Belki 1 sezon sonra farklı bir şeyler söyleyebiliriz ama günün şartı gereği Galatasaray'ın bugünkü ihtiyaçlarını karşılayamazlar. Dün yazmıştım Beşiktaş'ın muhtemelen en az şans vereceği Batuhan bile Galatasaray'da oynasa ihya olur. Baros bu sezon da cezalı duruma düşecek; istikrarsız dönemi olabilir; Nonda tamamen bir muamma olduğu için mutlaka bir forvet transferi yapılması lazım.

Benim geçen sezondan beri en büyük hayal kırıklığım Aydın 'dır. Bir türlü Galatasaray 'da oynayabilecek seviyeye gelemedi. Dün sahaya çıkan rakip takım İstanbul'da bir mucize gerçekleşmezse yenilecektir. Ancak yönetim bu maçtan gerekli dersleri alacaktır.

Şu anda neredeyse serbest olan Fatih Tekke uygun bir ücretle kadroya dahil edilebilir. Mehmet Yıldız için de yönetim elini çabuk tutarsa transfer edilebilecek bir isim ;acele edilmediği takdirde Sivas'ta Şampiyonlar Ligi ön elemesinde oynadığı takdirde bu oyuncuyu almanın da bir manası kalmaz.

Galatasaray forvet mevkine transfer yapmaz; Rijkaard da taktikten vazgeçmezse bu sezon çok zorlanacağa benziyor.

15 Temmuz 2009 Çarşamba

Üç Büyüklerin Alamayacağı Kaleci Gaziantepspor'da

Medyada Gaziantepspor Başkanı İbrahim Kızıl'ın açıklamalarını duymuşsunuzdur. Üç büyüklerin alamayacağı bir kaleci ve forvetin babasını alacağını söylediğini duymuşsunuzdur. Gaziantepspor 'da Murat Şahin'in sakatlığı ile beraber ortaya çıkan kaleci ihtiyacını Hacettepe'nin kalecisi Recep ile dolduracaklar. Şimdi esas merak ettiğim gelecek forvet kim olacak?

Gaziantepspor'un şu anda bir forvete ihtiyacı yok. Şu an kadro da Julio Cesar, Beto, Tevfik Köse, Ertan Koç gibi yeterli sayıda forveti bulunmasına rağmen , Bekir'in gidişiyle stoperde oynayacak kaliteli bir Türk stoper bulamadılar. Yönetim biraz akıllıca davransaydı sezon ortasında serbest kalacak Bekir'i Fenerbahçe'ye 500 bin dolar ve Yasin Çakmak takası yapabilirdi. Stoperde iki yabancı hakkını kullanan bir takımda kendini ispatlamış bir Türk stoper olmaması bir dezavantaj oluşturabilir.

Gaziantepspor'un orta sahasının göbeğinde transfere ihtiyacı yok fakat mutlaka kanatlara takviye yapması gerekiyor. Ta bi ki ben bunları söylerken şunu gözardı ediyorum. Sonuç olarak Gaziantepspor'un çok iyi bir altyapısı var; belki de yeni İsmail'ler, Murat'lar hazırdır; benim haberim yoktur.

Sallasana Sallasana Mendilini!


Demirören, siyah-beyazlı taraftar grubu Çarşı'nın, Turkcell Kuruçeşme Arena'da düzenlediği şampiyonluk kutlamasında, taraftarlara hitaben yaptığı konuşmada, ''Çifte kupayı ben ve yönetim kazanmadık. Sizlerin desteğiyle futbolcular kazandı. Yönetim olarak sizlerden aldığımız destekle bundan sonra da şampiyonluklar getireceğimize inanıyorum. 3 sene için söz vermiyorum, 5 sene için söz veriyorum. Biz farklıyız, farklı olduğumuz için de o tartışmaya katılmadık, çünkü biz şampiyonuz'' dedi.

Ne biçim bir zihniyetin Beşiktaş'ı yönettiğini anlayın diye söylüyorum. Bazı şeyleri kabul etmek gerekir ; Beşiktaş bu ülkenin en büyük 3 takımından biri olduğunu kabul etmekle beraber Beşiktaş olmasa bu takımların alacağı pastanın küçüleceğini kabul ederim fakat Yıldırım Demirören'in iddiası gülünçtür ; Beşiktaş taraftarının da çoğunluğu bu iddiaya kulak dahi asmaz. Yıldırım Demirören yönetiminin karnesi ortadır. 1 lig şampiyonluğu ve Avrupa'da başarısızlık

Aziz Yıldırım'ın ortaya koyduğu iddianın ucundan tutulur bir tarafı vardı. Sanki 26. haftayı bekleyin der gibi "Ben bu sezon da şampiyon yapamazsam, giderim" diyordu. Hem bir hedef koyuyordu,hem de öyle bir iddia koyuyordu ki yapamazsam giderim der gibi davranıyordu.

Yıldırım Demirören altta kalır mı 5 şampiyonluk sözü verdi. Adım gibi eminim ki kendisine olan güveni ile değil, Mustafa Denizli'ye güvenerek söz verdi. O kadar başarısız teknik adamın ardından şansına bulmuş bir hoca takılıp gidiyor. Bugün bayrak sallayanlar , sene sonunda beyaz mendilleri sallamasınlar da başka da bir şey demiyorum.

14 Temmuz 2009 Salı

Aida Yespica'nın Ferrari Keyfi





Malum bizim ülkemize bir futbolcu gelince kendisi ile ilgilenildiği kadar eşiyle de ilgilinelir. Hatırlarsanız geçtiğimiz sene de bol bol Guiza'nın eşini izlemiştik. Videoları ulusal gazetelerimizin internet sitelerinde yayınlanmıştı. Ferrari'nin Beşiktaş'a gelmeden sevgilisi konuşulmaya başlamıştı. Şahsi kanımca Ferrari'nin sevgilisi Guiza'nın kine beş basar. Hatta bir gazetede sevgilisi Aida Yespica'nın Türkiye gelme şartı olarak Türkiye'de televizyon programı yapma şartı sunacağı söylentilerine Yıldırım Demirören çok sinirlenmiş.

Aida Yespica deyip geçmeyin eski Venezüela kraliçesi olması, hamile iken verdiği pozlar çok dikkat çekmiş. Bende görmeyenler görsün diye birkaç resmini aktarıyorum. Daha net resimler görmek isteyenler yolu biliyor.

Keita İle İlgili Dolaşan İki Espri


Öncelikle söylemem gerekir ki espriler bana ait değil; internette gördüğüm iki güzel espriyi buraya taşımak istedim. Sahiplerinden özür diliyerek aktarıyorum.

1-fm'de influence'i sadece 9'mus:

keita: beyler ya, hadi biraz daha canli, hadi daha konsantre oynayalim!
ayhan: siktir lan ezik...

2-Uyku sersemi iken anlaştığımız futbolcu
"fransa'nın olympique lyonnais kulübünde forma giyen fildişi sahilleri milli oyuncusu abdul kader keita ile dün sabaha karşı 3 yıllığına anlaşma sağlandı."

haldun üstünel: şş kalk lan geldik
abdül kader keita: anne ya 5 dk daha nolur
hü: hadi kalk saat 4 buçuk
akk: nolur ya azcık daha noluur
hü: tamam şuraya bi imza atarsan 10 dk daha uyuyabilirsin
akk: ver ver -imza- hmpfsss...


Bu arada lakabı olan popito bir dondurma markasıymış.

Yeni Transferlere Yeni Manşetler

  1. Kader'e Boyun Eğdi! ------> Keita'nın müthiş oynadığı maç sonrası
  2. 'Kader'sizler! ------------>Galatasaray'ın Keita'nın Yokluğunda Aldığında Bir Yenilgide
  3. Kader'inde Var-----------> Mesela ligde GS'nin ligde iki maçta da Keita sayesinde kazanırsa
  4. Kader
  5. Kader'i Bu
  6. Ferrari Radar'a Yakalandı---> Ferrari ofsayt durumunda gol atarsa
  7. Ferrari Bakıma Alındı -------> Sakatlık Durumunda
  8. 'Ferrari'taş ----------------> Beşiktaş maçın başında skoru Ferrari ile sağlama alırsa
  9. Ferrari'den Pahalı -----------> Aldığı ücret konuşulurken
  10. Ferrari'yi Çizdiler ------------> Bir maçta dayak yerse!
  11. 'Topuz" dediler --------------> "Skib bıraktı" diyen medya bunu da der!
  12. Topuz gibi döndüler
  13. Kahveci Uyku Kaçırdı
  14. Kahveci'den Gece Mesaisi----------->Nihat gece alemlere akarken!
  15. Güven'i Var-Yerinde -------------> Erhan Güven
  16. Güvenilmez----------------> Erhan hata yapar,kırmızı kart görürse
  17. Güvenilmez güvenilse İbrahim Üzülmez
  18. 'Sarp' Gibi
  19. Franco Rejimi Gibi

13 Temmuz 2009 Pazartesi

Arda Turan ve Zayton Cup


Galatasaray'ın Almanya'da katıldığı turnuvadaki performansı sezon başı için kötü olduğunu söyleyemeyiz. Galatasaray'ın Leverkusen ile oynadığı maç da dahil olmak üzere gençlere çok sık bir şekilde yer verildiğini gördük. Serdar Eyilik ve özellikle Emre Çolak'ın yıldızları parladı. Emre'nin as takım için hazır olduğunu söylemenin yanlış olacağını düşünüyorum. Şutları ve kaleye dikine oynayabilmesi en büyük artısı fakat fizik olarak yetersiz gördüm. TSL 'de mücadelelerin sert geçtiğini düşünürsek fiziksel yapısını güçlendirmesi gerekiyor.

12 Haziran 2009 tarihinde Arda'nın yeni kaptan olacağını bilmeyenlere söylemiştik. Arda'nın kaptanlığa getirilişini erken bulan birisi olduğumu o günkü yazımda dile getirmiştim. Karakteri oturmuş , fevri hareketlerden kaçabilecek bir ismin kaptan olması daha iyi olurdu. Galatasaray'da bu görevi yerine getirebilecek en az üç tane çok iyi profesyonel vardı. Bunların başında Kewell geliyordu. Kewell gerektiğinde sahada olmasa bile bu takıma kaptanlık yapabileceğini düşünüyordum. Gelgelelim Arda'nın kaptanlığının yanı sıra 10 numaralı göreve soyunacak olması ben de ayrı bir tereddüt yaratıyor. Arda'nın 10 numara giymesi her Galatasaraylıyı gururlandıracaktır ancak Arda'nın kanatlarda verimli olabileceğini düşünüyorum.

Kafama takılan bir nokta var ki burası çok önemli: Sezon biterken Adnan Polat takımın sahadaki beyninin Arda olacağını açıklamıştı. Daha o günlerde Lincoln'den ümidi kesmiş olmasının önemi yok fakat Arda'nın gelecek sezon için hem kaptanlığını hem de mevkisini belirlemişti. Acaba Adnan Polat bu mevki değişikliğini Rijkaard'a kendisi mi söylemiştir yoksa Rijkaard başka 10 numaraya ihtiyaç yok, Arda 10 numarayı giyebilir mi demiştir burası da ayrı bir muammadır.

Hazırlık maçlarında en olumsuz bulduğum taraf savunmanın henüz oturmayışıydı. Leverkusen birkaç sefer ara toplarla Galatasaray savunmasının arkasına kolayca sarkması en tedirgin edici noktaydı.

Tabata 'nın Beşiktaş'a Transfer Muamması


Dün gece Telegol'un transfer programına bağlanan Gaziantepspor Başkanı İbrahim Kızıl yaptığı konuşmada şunlara değindi. Yıldırım Demirören ile günde birkaç sefer görüştüğünü fakat Tabata'yı satmak zorunda olmadıklarını açıkladı. Üst sıralara oynayan bir takım oluşturma niyetinde olduğunu ; 24 yaşında yıldız bir forvetle anlaşmak üzere olduklarını açıkladı.

Bugün de Gaziantepspor teknik direktörü Couceiro'nun Milliyet Gazetesi'nde yer alan açıklamalar da ses getirecek türden. Couceiro “Eğer Beşiktaş gerçekten 8 milyon euroya yakın bir bonservis bedeli verecekse hemen satın. Ben o paraya size 88 tane Tabata getiririm” şeklinde konuştuğu haberlere yansıdı.

Couceiro 'nun sözleri kesinlikle doğru. Ya doğru düzgün bir scout sistemii kurup genç Tabatalar getireceksin ya da düzgün menajerlerle çalışıp sana uygun maliyetli yeni Tabatalar getirecek. Beşiktaş söylenen rakamlarla yola çıkarsa olası bir Avrupa faciasından sonra taşlar yerine oturmaz. Hatta Holosko ,İbrahim Toraman ve Tello'nun çok ciddi miktarlarda zam istedikleri konuşuluyor. Ferrari'ye , Tabata'ya milyon eurolar saçan yönetim dengeyi kuramazsa Fenerbahçe'den çok daha kötü hallere düşeceğini iddia ediyorum.

Açıkçası ben Beşiktaş'ın 8 milyon euroyu Tabata için harcayacağına inanmıyorum ya da inanmak istemiyorum. Beşiktaş yönetimi 8 milyon euro Tabata'ya vermez. Şayet Tabata'ya 8 milyon euro verirlerse ya futbol piyasasından haberleri yok ya da gerçekten 8 milyon euro vermeyeceklerdir. Tabata 8 milyon euro etmeyecek bir oyuncudur. Beşiktaş'ın bir oyuncuya 8 milyon euro verebilmesi için ya genç ve uzun vadede Beşiktaş'a para kazandıracak bir oyuncu olması gerek ya da Dünya'da tanınırlığı olan ses getirecek bir oyuncu olması gerek. Tabata bu iki özellikten birini bile karşılamadığını düşünüyorum.

Beşiktaş yönetimi bu sene güzel transferler yaptı. Bunların başında Ferrari geliyor. Ferrari'yi izleme şansım olmamasına rağmen bu sezon Serie A da iyi işler yapan Genoa 'nın ilk 11 oyuncusu olmasının kolay olmadığını düşünüyorum. Nihat için çekincelerim var. Bence sezonun en büyük hayalkırıklığı olmaya aday bir futbolcu.

Tabata %100 olarak Delgado'dan daha yararlı olacaktır fakat 8 milyon euro bonservis bedeli ile Şampiyonlar Ligi deneyimi olan yıldız bir futbolcu getiremezlermiydi diye insan düşünmeden edemiyor. Mesela bugün Beşiktaş yönetimi Deco'yu transfer etmek istese kaç milyon euro bonservis bedeli istenir ki? İlla ki Deco veya bir başka isim söylemek istemiyorum. Mustafa Denizli bu sene başarısız olması takdirde bir sonraki sezon olmayacaktır , Beşiktaş ancak o gün anlayacaktır Tabata'ya 8 milyon euro vermenin ne olduğunu...

8 Temmuz 2009 Çarşamba

Siirt Jetpa'nın Dönüşü Muhteşem Olacak!


Siirtspor Kulübü Başkanı Fadıl Akgündüz, Vali Necati Şentürk ve Siirtspor Yönetim Kurulu üyesi eski milli futbolcu Alpay Özalan ile kulüp binasında düzenlediği basın toplantısında, Siirt'e olan sevgisinden dolayı takımın sorumluluğunu tekrar üstlendiklerini söyledi.
Akgündüz yaptığı konuşmada "Bizi Süper Lige ulaştıracak bir takım kuruyoruz. Genç Milli Takımı hedefleyen ya da Milli takımda oynamış futbolculardan oluşan bir takım kuruyoruz. Bu takım her yıl değişmeyecek. Bugüne kadar çoğu milli 10 futbolcu ile anlaştık. Geçen yıldan sözleşmesi devam eden 4 futbolcumuz var. Üç büyüklerin bile ulaşamadığı isimleri teknik ve idari kadromuza kattık. Her yıl bir üst lige yükselerek Süper Lige ulaşacağız."dedi.

Önemli Detaylar:
1. Takımın antremanları İstanbul Sarıyer 'de gerçekleşecek.
2. FM 2009'daki favori oyuncularımdan Hakan Albayrak da önümüzdeki sezon Jet-palı olacak.
3. Galatasaray altyapılı Cihan Can, Volkan Bekçi, Uğur Erdoğan Jet-pa için 3. Lig 5.nci grupta mücadele edecekler.

Öyle veya böyle Siirt bu sezon alt liglerde dikkat çeken bir takım olacak gibi duruyor.

Heralde 5 sezon içinde tekrardan Süper Lig'de izleyeceğiz. O günün şartlarında Sergen 'i transfer eden güç olarak önümüzdeki sezonlarda bir bakarız Nihat'ı , Tuncay'ı transfer edebilir.

Renkli bir takım olduğu kesin ;Siirt yerine İstanbul 'da çalışmaları da çok mantıklı geldi . İyi futbolcuları Siirt'e getirmek zor olacağından en azından maçları Siirt'te oynarlarsa pek bir problem olmayacaktır.

Alpay için Jet-pa 'nın şans olduğu gibi Jet-pa için de Alpay Özalan bir şanstır. Alpay'ın ismi bile Jet-pa 'nın adının lanse edilmesi için yeterlidir. Burada başarılı olması takdirde ilerleyen yıllarda Beşiktaş'ta da idari menajer veya futbol şube sorumlusu olarak görebiliriz.

2 Temmuz 2009 Perşembe

Keita Galatasaray'a Şarkısı İle Geldi!


Keita transferi Galatasaray camiasına hayırlı olsun. Yine gösterdiki Galatasaray yönetimi transfer işini iyi çözmüş. Bunda en büyük pay Haldun Üstünel ile Adnan Polat'tadır.Yine medyada birçok isim yazıldı çizildi, yine sağ gösterip sol vuruldu. Taraftar son iki senedir son derece rahat bir şekilde transferleri izliyor. Taraftar da artık öğrendi ki medyanın eline verilen çakma transfer dedikoduları ile işler yürümüyor.

Bilmeyenler için Abul Kader Keita genel olarak kanat oynayan oyuncu hızlı, driblingli, yüksek top kontrollü oluşu onun en belirgin özellikleri olarak söyleyebiliriz. Fizik yapısının kuvvetli oluşu , dikine oynayabilmesi onu Turkcell Süper Lig için farklı kılıyor diyebiliriz. Farklı bir oyuncu olduğunu sezon içinde çok daha net göreceğiz.

Galatasaray'ın gelecek sezon oynayacak ilk 11 i şekillenmeye başladı. Hücum hattı Baros , Arda ve Keita'dan oluşacak diyebiliriz; ancak yine de Haldun Üstünel'in işi belli olmaz; iki gün sonra başka bir yıldız daha alır, ben yine karışıklık çıkarmayayım.

Keita Galatasaray' a hız da katacağını söylemek mümkün. Bir kanatta çalım ustası Arda , diğer kanatta yardırarak gelen Keita, önlerinde gol kralı Baros'u durdurmak rakipleri açısından kolay olmayacak.

En dikkat edilmesi gereken nokta Rijkaard'ın oynatacağı sistemde bu oyuncuların yedeklerinin belirlenip, alternatifli bir kadro oluşturması olacak. Aksi takdirde geçen sezon ki gibi olası yaşanacak sakatlıklar can sıkar.

Rachid Taha'nın Abdel Kader şarkısı Keita gol attığında çalacak şarkı olacak muhtmelen, bu şarkının acilen birileri tarafından tribün şarkısı yapılması gerekiyor, duyurulur.

Lütfen Süheyl- Behzat İkilisi yapmasın bu şarkıyı!

Son bir not da bizi taklalarından mahrum bırakmasın.

30 Haziran 2009 Salı

Fatih Tekke'yi Alan Yok Mu?


Bugünkü haberlere göre Zenit St. Petersburg Fatih Tekke'yi satış listesine koymuş. Şu anda Beşiktaş 'ın forvet hattında yeterli alternatif oyuncular bulunuyor, fakat özellikle Galatasaray'ın bir tane Türk forvete ihtiyacı var. Geçtiğimiz sezonlarda Galatasaray'ın forvet hattı oldukça genişti. Şimdi ise Baros ile Nonda'ya kalmış gözüküyor. Bir tane yabancı forvet alsa bile yabancı sınırlamasından dolayı bir Türk forvet alması gerekiyor. Fenerbahçe ve Trabzonspor da bu ihtiyacı duyan takımlar arasında gözüküyor. Çok iyi bir alternatif olabileceğini düşünüyorum. Tekke için büyük bonservis bedelleri istenmeyecek olması, UEFA kupası finalinde oynamış bir futbolcuya bu kadar uzak kalınmasını anlamıyorum. Tekke'nin önceliğinin Trabzonspor olduğunu açıklamasına rağmen, geçen sezon forvet hattında çok sıkıntı yaşayan Trabzonspor'un bu oyuncuyu kadrosuna katmamasına anlamak gerçekten zor. Şayet bu oyuncuyu özellikle Galatasaray ve Trabzon almazsa çok üzülürler.

Anteplilerin Ahı Tuttu!


Geçtiğimiz hafta Beşiktaş'ın yaptığı en iyi transfer İsmail Köybaşı oldu. İsmail 'i bu sezon genel olarak sol bekte izlesek de sol açıkta da yararlı olabilecek bir futbolcu. En büyük yeteneği çok iyi orta açması olarak söyleyebilirim. En beğenmediğim tarafı savunma kapasitesi henüz İbrahim Üzülmez'i takımdan kesecek seviyede olamaması. Transfer açıklandığı zaman Gaziantepspor Başkanı İbrahim Kızıl pazartesi günü katıldığı bir spor programında "hiçbir oyuncumuzu satmayacağız " demesinin üzerinden iki-üç gün sonra "“Sayın Erdoğan Demirören benim babam gibidir, bizde hatırı var. İsmail'in transferi için Erdoğan Bey’le görüştük, pazarlık yaptık. Bitme aşamasında Yıldırım Demirören de dahil oldu” diyerek Gazianteplilerin tepkisini çekti. Kimse de Beşiktaş'ın 6 milyon euro ve iki futbolcu vereceğine de inanmıyor. Antepliler biliyor ki Demirören ile Kızıl'ın aralarındaki bağ babadan daha yakındır. Zaten görünen köy kılavuz istemiyor. Hafta başında oyuncu satmayacaz, hedefimiz var diyen başkanın 2-3 gün içinde bu transferi oldu bittiye getirmesinden dolayı Antep taraftarları içinde yoğun tepki gösterdi.
Ertesi günlerde Davutpaşa’da inşaatı tamamlanan İstanbul Emniyet Müdürlüğü Polis Eğitim ve Kongre Merkezi’nin (PEKOM) açılış törenine katılan işadamı Erdoğan Demirören havuza düştü.
Bu haber üzerine başka bir şey söylenemez. Geçmiş olsun

29 Haziran 2009 Pazartesi

Hepimiz Birer Lincoln Olmak İsteriz!


Dün gece tüm Galatasaray taraftarları şok bir haberle sarsıldı. Dün gece Kanaltürk'teki renkli abilerin oturduğu programa bağlanan Süleyman Rodop , Lincoln ile ilgili şok iddalarda bulundu. Rodop'un iddasına göre
1-Lincoln evde yiyeceği yemeği tesislerde pişirtip ,eve paket yaptırıyormuş.
2- Lincoln bakkala su ve içecek parası vermemek için kasa kasa su ve meyve sularını eve götürüyormuş.
3- Lincoln'ün parasını kulübün ödediği fizyoterapistinin yemek ve içecek ihtiyacı Florya'da gideriliyormuş.

Tamam anladık, Lincoln normal bir futbolcu değil, profesyonel hiç değil. Adam zaten gitti gidiyor, hala daha yok idmana çıkmadı, yok meyve suyuna para vermiyor diyerek buradan da karalamaya gerek yok. Bizim insanımız Lincoln'ün aldığı paraya, bindiği arabaya, birlikte olduğu kız arkadaşına, Florya'ya arkadaşını getirmesine , istediği zaman tatile gitmesine , bir maçlığına kaptan çıkmasına, oyundan alınırken agresif hareketlerine , hatta sağa bakıp sola pas vermesine bile kıl olduğumuz gibi ülkemize su , yemek ve tuvalet parası bırakmadığı için taraftarlar daha da kıl olmuştur. Çünkü hepimiz birer Lincoln olmak isteriz, istediğin kadar para, istediğin arabaya binme özgürlüğü, istediğin zaman işe gitme özgürlüğü , istediğin gibi manitanın olması herkes ister ; üstelik bütün bunlar için sadece futbol oynaman gerekiyorsa bir insan daha ne ister?

24 Haziran 2009 Çarşamba

Football Manager Transfer Önerileri





Aziz Yıldırım'ın Galatasaray Forması Giymesi Üzerine


Eminim bugün gazeteleri takip edenlerin gördüğü bir haber vardı. Mehmet Yılmaz'ın haberine göre Aziz Yıldırım , Galatasaray başkanı Adnan Polat'tan Arda Turan'ı istemiş. Aziz Yıldırım 15 Milyon euro peşin para teklif etmiş. Karşılıklı esprilerin yapıldığı Haldun Üstünel'in aralarında yapılan sohbet baya gırgır geçmiş. Aziz Yıldırım, daha da ileri giderek "Arda, Fenerbahçe ’ye gelirse söz veriyoruz biz de imza töreninde Galatasaray forması giyeriz" diyecek hale gelmiş.

Aziz Yıldırım'ın Galatasaray forması giymesi fair play anlamında güzel bir olay olacaktır. Formayı giymesi için illa ki Arda'yı almasına gerek yok. Galatasaray Carrusca'yı Fenerbahçe'ye versin, eminim Adnan Polat da Fenerbahçe forması giyecektir. Aziz Yıldırım Galatasaray forması giymeyi göze alması, Arda 'nın ne kadar önemli bir futbolcu olduğunu ortaya koyuyor.

Yalnız uğruna Galatasaray forması giymeyi göze aldığı futbolcu için hiç de hak ettiğini parayı teklif etmemiş. Mehmet Topuz'un 10 milyon euro ettiği bir ülkede Arda'nın değeri en az 30 milyon euro. Aziz Yıldırım biraz cimri davranmış.

Aziz Yıldırım'ın doğru dediği bir şey var. 3 büyükler arasında futbolcu alış verişinin olması gerektiğine katılıyorum. Bir futbolcu hak ettiği parayı buluyorsa rakip takıma bile oyuncu satabilmek gerekir.

Bu arada Adnan Polat'ın da bu sözlerin altta kalmayarak Gökhan Gönül misillemesi hoşuma gitti doğrusu.

Son iki gündür Aziz Yıldırım'ın güzel bir yüzünü görmek sevindirici. Dün kulüpler birliği toplantısına geç gelen Adnan Polat ve İbrahim Yazıcı'ya yaptığı espri , bugün haberlere yansıyan bu olay Aziz Yıldırım üzerindeki bakışları değiştirecek gibi duruyor. Umarım kulüpler arasındaki dostluk sezon başına kadar değildir.

22 Haziran 2009 Pazartesi

Sağ Gösterip Soldan Vurmak Bu Olsa Gerek


Galatasaray bu sezon zor da olsa 5.nci bitirdi. Şampiyonluktan erken kopulmasına rağmen kimse yönetim istifa demiyor. Galatasayray taraftarı , ligi 4.ncü bitiren Fenerbahçe taraftarından daha az gergin bir sezon finali yapmıştı. Taraftara güven veren bir yönetim oluşu taraftarı da rahatlatıyor. Geçen sezon hiç bir gazete yazmamışken bir sabah Kewell geldi , bir sabah Baros geldi. Transfer stratejisi budur. Bugün de kimsenin haberi yokken Gökhan Zan aniden Galatasaray kadrosuna dahil oldu.

Rakibi Fenerbahçe ise tam tersini yaptığı için yaptığı transferler için dünyanın parasını ödüyor. Nedeni çok basit, bir transferi haftalarca medyaya malzeme yapıyorlar. Malzeme konuşuldukça futbolcunun değeri artıyor. Hesabını ben yapmadım da Rıdvan Dilmen Fenerbahçe'yi anlatırken, Mehmet Topuz ve Özer Hurmacı transferlerinin toplam maliyetinin 60 milyon euro olduğunu söyledi. Bakalım iki Türk transfere 60 milyon euro harcamanın bedeli nasıl ödenecek. Medya'da Volkan Demirel'in de yeni transfer Mehmet Topuz kadar ücret almak istiyormuş. Adam haklı biri milli takımın as oyuncusu , diğeri milli takım da bile doğru dürüst oynayamayan bir futbolcu. Takım içi dengelerin bozulup bozulmayacağını zaman gösterecek. Demek istediğim transferde yapılan strateji hataları kulübün hem iç transferde harcayacağı parayı yükseltiyor, hem de dış transfer bütçesini daraltıyor.

Yıllarca Gallardo'yu , Gravesen'i Galatasaray'a transfer edenler Galatasaray'ın transfer politikasını ne zaman anlayacaklar merak ediyorum. Acaba bu hafta başka bombalar gelir mi merakla bekliyoruz.

Aslan Kesilme Sırası Gökhan Zan da!


Bugün Galatasaray spor medyasına damgasını vurdu. Sabahleyin tek beklentim Galatasaray'ın UEFA kupasındaki rakibinin kim olacağıydı. Sabah medyada haberleri takip ederken gündeme yine Lincoln düştü. Bugün sezonun ilk idmanını yapan Galatasaray'da Lincoln yine idmana gelmemesi günün en önemli futbol haberi duruyordu. Kimisi Galatasaray yönetiminin izin verdiğini kimisi izin almadan idmana gelmediğini söylüyordu. Ama günün flaş haberi Gökhan Zan'ın Galatasaray'a imza atması oldu. Artık Lincoln'ün idmana çıkmaması haber niteliği taşımıyor, Lincoln'ün idmana çıkması haber niteliği taşıdığını basın anlamıyor.

Sabahleyin webaslan.com'da haberlere bakarken Haldun Üstünel'in önceliğimiz stoper açıklaması vardı. Bir sitede daha Gökhan Zan'ın sözleşmesinin yenilenmediğini okurken iki haberi birleştirmek insanın aklına gelmiyor.

Gökhan Zan 'ın şu anki performansı Servet Çetin'in yerini doldurmaya yetmez. Ancak şu da var ki Servet Galatasaray'a geldiğinde Gökhan kadar güvenilirliği de yoktu. Geldi , formasının ağırlığını bilerek oynayarak taraftarın gönlünde taht kurdu. Florya'nın havasından mı suyundan mıdır nedir , genel olarak Galatasaray'a gelen gerçekten Aslan kesiliyor.Bkz. Ayhan, Emre Aşık, Servet

Bu transferde Galatasaray yönetiminin başarısından çok, Beşiktaş yönetiminin başarısızlığı olduğunu söyleyebiliriz. Sözleşmenin ister unutularak ister kasten uzatılmaması Beşiktaş'tan çok şey götürecektir. Geçen sezon da sözleşmesi çok geç bir biçimde yenilenmişti. Beşiktaş Zan'ı göndermek istiyorsa sözleşmesini uzatır , sonra satış listesine koyardı. Böylelikle kulüp de para kazanırdı. Transfermarkt da Gökhan Zan'ın değeri 4.5 milyon euro olarak gösterilmesi Beşiktaş'ın kaybını gösteriyor.

Galatasaray yönetimi Türkiye'den bir Gökhan Zan ayarında bir oyuncuya talip olsa ne kadar bonservis istenir. En az 3 milyon euro kadar bir bonservis istenir. Galatasaray bu futbolcuyu "free transfer" etmesi yönetimin çok akıllıca bir hamlesidir. Gökhan Zan'ın performansını sezon içinde değerlendirilir; fakat bonservis için milyon euroları savuran rakipleri varken Aslan'ın sırtı yere gelmez.

Al Mısır'ı Vur İtalya'ya


Amerika 3. maçlar öncesi 0 puana sahipti. Mısır'ın ve İtalya'nın 3'er puanları bulunuyordu. Brezilyanın iki maç sonunda gruptan çıkmasına rağmen İtalya'yı yenen Mısır'ın grubun ikinci finalisti olacağı şeklindeydi. Brezilya 'ya son dakika da yediği golle mağlup olan Mısır, ABD karşısında hezimete uğradı. Herkes İtalya'nın işi zora sokmasına rağmen ikinci favori gösteriliyordu. Ama olmayacak oldu ve Brezilya'nın İtalya'yı 3-0, ABD'nin Mısırı 3-0 yenmesiyle averajla ABD grubu ikinci tamamladı. 3. maçlar sonunda Mısır,ABD, İtalyanın 3 er puanı bulunuyordu. ABD ve İtalya'nın -2 , Mısır'ın -3 averajla bitirdiği grup mücadelelerinde Amerikan rüyası gerçekleşmiş oldu.

Transfer Piyasasında Son Durum

Transfer piyasası hareketlenmeye başladı; şu ana kadar gerçekleşen kayda değer transferler şu şekilde:
Bekir İrtegün ------> Fenerbahçe
Bilica ------> Fenerbahçe
Mehmet Topuz ------> Fenerbahçe
Özer Hurmacı-------> Fenerbahçe

Herve Tum---------> İstanbul Belediyespor
Kanfory Sylla--------> İstanbul Belediyespor
Taner Gülleri ------> İstanbul BŞ. Belediyespor

Yasin Çakmak--------> Sivasspor
Uğur Kavuk----------> Sivasspor
Erman Kılıç--------> Sivasspor

Mustafa Sarp ------> Galatasaray
Leo Franco-------> Galatasaray

Serdar Kulbilge ------> Gençlerbirliği
Tolga Seyhan------> Gençlerbirliği

Julio Cesar da Silva Souza-->Gaziantepspor
Ertan Koç------> Gaziantepspor

Erhan Güven----> Beşiktaş
Fink--------> Beşiktaş

Kerim------> Antalyaspor
Balili--------> Antalyaspor

Aydın Karabulut-----> Ankaraspor

Ragıp Başdağ-------> Eskişehirspor

Hakan Aslantaş------> Kayserispor

Şu ana kadar en flaş transferleri Fenerbahçe'nin yaptığını görüyoruz. Fenerbahçe'nin daha transfer yapması gerektiğini düşünüyorum. Aksi takdirde bazı mevkilerde sorun yaşayabilir. Özellikle stoper ve ön libero mevkisine transfer şart gözüküyor. Hatta Roberto Carlos'un gidişiyle sol beke de transfer yapacaklardır.

Şu ana kadar yaptığı transferlerle ikinci en büyük katkıyı İstanbul Belediyespor yapmış gözüküyor. Erman Kılıç'ın yerine Sylla ve Tum'un alınmasının önemli olduğunu düşünüyorum. Daha önce de Belediyespor'un forvet hattını sadece Taner ile doldurmasının hata olacacağını ; bir forvet daha almaları gerektiğini yazmıştım. Abdullah Avcı da bu eksiği çok güzel tespit ettiğini gördük.

http://yakinyoko.blogspot.com/2009/06/turkcell-super-ligde-transfer.html

Sivasspor'a gelince Bülent Uygun işi biliyor olduğu kesin. Nokta transferler yapmaya devam ediyor. Erman , Uğur ve Yasin transferlerinin çok olumlu görüyorum. Aldığı üç oyuncu da direk oynayabilecek kapasitede. Miladı dolmuş futbolcuları göndermesi Sivasspor'un lehine olacağını zaman gösterecek. En büyük şanssızlığı Fenerbahçe ve Galatasaray'ın bu sezon daha iyi olacaklarını düşünmem. Balili herkesin düşündüğü gibi istikrarlı bir oyuncu değildi, diğer iki oyuncunun da özellikle Sylla 'nın anadolu takımlarında oynayabilecek seviyesi vardı.

Henüz Galatasaray ve Beşiktaş için konuşmak için erken. İkisi de yapacakları bir kaç nokta transfer yeterli olacak gibi duruyor.

Gaziantepspor elindeki mevcut kadroyu koruyarak ilerlemek niyetinde emin adımlarla ilerliyor. Sözleşmesi biten Bekir İrtegün Fenerbahçe'nin yolunu tutması haricinde bir sıkıntı yok gözüküyor. Gaziantepspor'un forvet sıkıntısı vardı. Mevcut kadrodan Eduardo ile yollar ayrıldı. Yerine bu sezon Sarıyerspor'da 20 gol atan Ertan Koç ve Rapid Bükreş takımında forma giyen frikik ustası Julio Cesar da Silva Souza'yı transfer etti. Bu futbolcunun gelişi ile bu sezon bol frikik golü izleyeceğiz. Bugünkü haberlere göre Gaziantepspor bir forvet daha alıyor. 2008-2009 sezonunda İsrail Ligini 15 golle gol kralı olarak tamamlayan Yeboah , önümüzdeki sezon için Gaziantepspor ile anlaştığı öne sürülüyor. Bu futbolcu ile Fenerbahçe'nin de ilgilendiği biliniyor.

20 Haziran 2009 Cumartesi

Football Manager 2009 Transfer Önerileri






Benim yapacağım transfer önerileri kuvvetli takım alanlar için değil. Turkcell Süper Lig'de orta sıra takımı veya olsun olsun Turkish First Division'u (bank asya ligi) seçmiş kişiler için daha uygundur. Bazı oyuncular var ki managerlik oyununda Galatasaray'a ,Fenerbahçe'ye ve Beşiktaş'a da alınabilecek oyuncular bunlardan bazılarının resimlerini de koyuyorum. Yalnız resimler oyunun 2009 Aralık dönemine aittir ;yani oyun başlangıcındaki özellikler böyle değildir.

1.Ahmet Arı: AMR/AML olarak oynuyor. Her iki kanatta da başarılı. Üç büyüklere de tavsiye ederim. Üç büyüklerde hemen oynatılmasa da ileride oynayacak seviyeye gelecektir. Turkish Premier Division'daki her takım alabilir diye düşünüyorum.Özellikleri aldatıcı olabilir.

2.Beto: ST olarak oynuyor. Ben Eduardo'nun sakatlanmasıyla el mahkum oynattım. Devamlı oynatılmazsa yararı olmaz. Maç içinde dakika 70 olmuş puanı 5.2 dir ama her an gol atabilecek bir oyuncu. Ümit Karan'ın sanal versiyonu gol atmayınca bir cacık olmaz. Gol kralı oldu aynı Ümit Karan; yalnız bazı oyunlarda istatisklerin değişik olmasınadan sorumlu değilimdir.

3. Elder Granja: DR/WBR. Müthiş bir oyuncu. İlk sezonun ortasında serbest kalıyor. Devre arasında bu kadar isabetli transfer yapmak çok zor, kaçırmayın derim. Bu oyuncunun oyunda gözükmesi için Brezilya Ligi'ni açmanız gerekebilir.talibi çok çıkarsa şaşırmayın.

4.Hakan Albayrak: AM RLC: Gaziantep Belediyespor'dan 250000 pounda aldım. Genç bir oyuncu ,ilk sezonunda pek hayrını görmedim.İkinci sezonda biraz daha iyi ,daha da iyi olacağı benziyor. Scout ettirin beğenirseniz alın derim. Ayrıca kanatlarda daha iyi.

5.Murat Ceylan: DMC/MC Ne kadar a satın alınır bilmiyorum, şayet uygun fiyatlı ise alın , ilk sezonda da yararlı olacaktır. Özellikleri aldatıcı olabilir.

6.Saban Oksuz: Boluspor'dan 150000 pounda aldım. Böyle bir oyuncu başka oyunlarda çıkmayabilir. Benim yeni genç yetenek.

7. Levent Top: İstanbul Belediyespor'dan 250000'e ya nasip diyerek aldım. Böyle bir oyuncu başka oyunlarda çıkmayabilir. Benim yeni genç yetenek.

8. Filipescu: SW/DC Free transfer ile geliyor. Elinizdeki savunmaya güvenmiyorsanız, transfer bütçeniz yoksa ideal kaftan. Bir sezondan fazla birşey beklemeyin. Haftalık 7000 poundumu aldı. Mart ayında sakatlanınca sözleşmeyi karşılıklı fesh ettim.

9.Washington: ST Fenerbahçe eski kulesi. Türkçe bilmesi avantaj. Sezon ortasında free geliyor. İlk sezonunda çok verimli değildi. Ama ikinci sezonunda 34 yaşındaki futbolcu Beto ile yarışır vaziyette.

10. Ömer Özçelik : DRC/WBR/MRC Free transferden hemen alın derim. İyi bir yedek, ayrıca da genç ama üç büyükler için uygun değil benden söylemesi. Ayrıca çok mevkide oynuyor ,bir kaleye ; bir de forvete koymadım, koyan varsa rapor versin.

11. Celsa Borges: AMC Costa Rica Milli Takımının 10 numarası. 20 yaşında pırıl pırıl bir genç (menajeri benim kadar övemez); 400000 pounda aldım; talibi çoktu benden haftalık 1700 pound istedi;rakipleri ekarte etmek için ve ona duyduğum sevgiden 4000 pound verdim. İkinci sezon başında tıpkı bu sezon Galatasaray'daki bir çok futbolcu gibi 5 aylık bir darbeye bağlı sakatlık yaşadı. Şu anda bir az özellikleri düştüğü için resmini koymuyorum.

12. Ivan: Özellikleri tıpkı Hakan Balta gibi sıradan. Her şeye rağmen ikisi belki de ligin en iyi 2 sol beki. 7 'nin altına düşmüyorlar. Ivan kiralık sözleşmesi bitiyor. Ben almak istememe, kulübü 250000 gibi bir fiyata satmak istemesine rağmen ; Gaziantepspor'u istemeyip Palmerias'ın yolunu tuttu. Bilseydim daha çok harçlık verirdim.

Football Manager 2009 Milli Takımlarda Yine Galatasaray Var!



Football Manager 2009 'da da Şampiyon Beşiktaş







Football Manager 2009 oyununa biraz geç de olsa göz atma imkanım oldu. Buna göz atma değil de göz hapsine alma demek daha doğru olur. Daha önce Galatasaray'ı denemiştim, Şampiyonlar Ligi'nden elenmenin üzüntüsü, Baros'un verimsiz olması nedeniyle oyunu bırakmıştım. Daha eski managerlik oyunları oynarken İngiltere Conference Liginden takım alıp Premier Lig'e taşımak gibi deneyimlerim olmuştu. Kendimi o kadar güçlü hissetmediğimden, bir orta sıra takımı almaya , memleket spor yani Gaziantepspor'u almaya karar verdim. Sezon başlangıcında takıma baktığımda tam bir hayal kırıklığıyla karşılaştım. Takımın çok önemli eksikleri vardı, ilk bakışta Tabata haricinde yıldız oyuncusu da yoktu. Elde Sivasspor, Kayserispor,Trabzonspor gibi takımlarda oynayabilecek 3-4 adam vardı. İyi de transfer yapacak doğru düzgün bir bütçe ayrılmaması takımın güçlenmesi yönündeki en büyük engel. Ayrıca sezon sonunda sözleşmesi bitecek oyuncular olması en büyük handikaptı. Takımın para edecek adamlarını satıp genç ve veteran oyuncuları harmanlayıp daha ekonomik bir takım oluşturmaya karar verdim. Zurita ve Bekir ikilisini 3.4 milyon pound gibi paraya Kayserispor'a sattım. Bu satış vadeli satış olduğundan kasaya yüklü cash para girmedi. Bir de sağolsun yönetim paranın büyük çoğunluğuna el koydu. Ivan ve Eduardo 'nun kiralık oluşları uzun vadede zorlayacak gibi duruyordu. Sedlak , Murat Ceylan, Beto ve Mehmet Yozgatlı'yı satış listesine koydum. Bu futbolculardan sadece Sedlak'ı Altay'a satabildim. Beto'ya biçtiğim 300000 pound, Mehmet'e fiyat biçtiğim 500000 pounda rağmen kimse almak istemedi. Deumi de istediğim stoper olmamasına rağmen yerini dolduramamak korkusuyla satışa koyamadım. Heralde ligin en kötü savunma hattı benim takımdaydı. Kalede Murat Şahin , sağbekte Erkan Sekman, sol bekte Ivan, stoper olarak da Mehmet Polat ve Deumi vardı. İşin kötüsü bunlardan biri sakatlansa yerine koyacağım oyuncular alt ligde bile oynayamazlar. Forvet desen ayrı bir muamma. Takımın sadece iki forveti vardı. Eduardo ve Beto

Bu arada takıma ilk geldiğim gün belirleyebileceğim en düşük hedefi açıkladım.Ligi ilk 9 da bitirmek. Küme düşmeme mücadelesi diye bir seçenek konsa onu açıklardım ancak başkana ancak onu yedirebildim.

Takıma takviye olarak free transfer olarak 34 yaşındaki Filipescu, 14000 pounda Ljungberg(eskisi gibi değil), 31 yaşındaki 250000 pounda genç oyuncu Gaziantep Belediyespordan Hakan Albayrak,400000 pounda 20 yaşında bir Costa Rica'lı Celsa Borges , 150000 pounda Samsunspor'dan Sercan, 50000 pounda Taner Taktak gibi oyuncular alabildim .

Bütçeme uygun bir tane kaleci bulamadım. Gözüme Gaziantep'in efsanevi kalecisi Ömer Çatkıç'ı kestirdim, kulübü izin vermesine rağmen gelmek istemeyerek bize ihanet etmişti. Yedek kaleci Tolgahan ayrı bir muammaydı. Umudum Tabata ve Eduardo idi. Genç Ahmet Arı'nın ileride iyi olacağı bilgisini yardımcı antrenör vermişti vermesine de hiç hazır gözükmüyordu. Takımda sadece iki forvet oluşu ,savunmanın zayıf oluşu beni sezon boyunca 5-4-1 ve 5-3-2 oynamaya itti. Ligin ilk devresini 15.nci bitirebildim. Devre arasında Brezilya'da iki, Arjantin'den 1 oyuncu takviyesi yaparak ligde toparlanacağımı anladım. Brezilya'dan Fenerbahçe'nin eski futbolcusu Washington ve ELDER GRANJA'yı , Arjantin River Plate'den Rodrigo Archubi'yi free transfer ile takımıma kattım. Yine de takıma uygun bir kaleci ve stoper bulamamak takımın en büyük handikapı olmaya devam edecekti. İyi oynamamıza karşın alınan 3-2 lik Galatasaray mağlubiyeti taraftarların beni taktiksel açıdan eleştirmesine sebep olmaya başlamıştı. Bazı oyuncular bana cephe almaya başladı. Mehmet Polat'a takımı toplayıp konuşma yapıp,takımın neden kötü oynadığını sorgulattım. Takımımda yoktu ki bir Hakan Şükür veya Hasan Şaş bana yardım etsin. O maçtan sonra alınan üstüste 3 galibiyet takımın moralini üst seviyeye getirdi. Ligin son 4 maçında takımın ligde kalmasıyla gelen rehavetle ligi 9.ncu bitirebilecekken 12.nci bitirdik. Takımı ayakta tutan oyuncular kiralık Ivan , genç Ahmet Arı, yeni transfer Elder Granja ve satış listesine koyduğum kimsenin beğenip almadıkları Mehmet Yozgatlı, Murat Ceylan ve Beto takımın yıldızları oldular. Beto yıldız olmakla kalmadı Holosko ile beraber gol kralı oldular. Genç yetenek Ahmet Arı Turkish Premier Division'ın en iyi 2.nci genç oyuncusu seçildi.

Ligi Beşiktaş gerçekte olduğu gibi iki kupayla kapattı. İkinci olarak bitiren Galatasaray ile birlikte sadece 3 mağlubiyet almış oldular. 5 li savunma oynamama rağmen ligin yediğim 63 golle en çok gol yemiş takımı ünvanını da almış oldum. Buna rağmen Beto'nun sayesinde ligin en çok gol atan 7.nci takımı ünvanını da almış oldum. Sezon başında 300000 pounda satamadığım Beto'nun fiyatı 4 milyon pounda kadar ulaştı. Sezon en büyük hayal kırıklığı Tabata idi. Takımın en çok ücretini alan Tabata (haftalık 10000 pound) ligin ilk devresinde 6.15 gibi bir reytingle sadece 3 gol ( 2si penaltı) 0 asist yapınca sezon ortasında Bielefeld'e kiraladım. Orada da doğru düzgün oynamadı yaklaşık 20 maçta forma giymesine rağmen ne gol attı, ne asist yaptı. Buna rağmen Beşiktaş ve Fenerbahçe talip oldular. Onlarda oynar neme lazım diyerek Almanya ikinci ligine düşen Frankfurt'a 2 milyon pounda sattım.