30 Haziran 2009 Salı

Fatih Tekke'yi Alan Yok Mu?


Bugünkü haberlere göre Zenit St. Petersburg Fatih Tekke'yi satış listesine koymuş. Şu anda Beşiktaş 'ın forvet hattında yeterli alternatif oyuncular bulunuyor, fakat özellikle Galatasaray'ın bir tane Türk forvete ihtiyacı var. Geçtiğimiz sezonlarda Galatasaray'ın forvet hattı oldukça genişti. Şimdi ise Baros ile Nonda'ya kalmış gözüküyor. Bir tane yabancı forvet alsa bile yabancı sınırlamasından dolayı bir Türk forvet alması gerekiyor. Fenerbahçe ve Trabzonspor da bu ihtiyacı duyan takımlar arasında gözüküyor. Çok iyi bir alternatif olabileceğini düşünüyorum. Tekke için büyük bonservis bedelleri istenmeyecek olması, UEFA kupası finalinde oynamış bir futbolcuya bu kadar uzak kalınmasını anlamıyorum. Tekke'nin önceliğinin Trabzonspor olduğunu açıklamasına rağmen, geçen sezon forvet hattında çok sıkıntı yaşayan Trabzonspor'un bu oyuncuyu kadrosuna katmamasına anlamak gerçekten zor. Şayet bu oyuncuyu özellikle Galatasaray ve Trabzon almazsa çok üzülürler.

Anteplilerin Ahı Tuttu!


Geçtiğimiz hafta Beşiktaş'ın yaptığı en iyi transfer İsmail Köybaşı oldu. İsmail 'i bu sezon genel olarak sol bekte izlesek de sol açıkta da yararlı olabilecek bir futbolcu. En büyük yeteneği çok iyi orta açması olarak söyleyebilirim. En beğenmediğim tarafı savunma kapasitesi henüz İbrahim Üzülmez'i takımdan kesecek seviyede olamaması. Transfer açıklandığı zaman Gaziantepspor Başkanı İbrahim Kızıl pazartesi günü katıldığı bir spor programında "hiçbir oyuncumuzu satmayacağız " demesinin üzerinden iki-üç gün sonra "“Sayın Erdoğan Demirören benim babam gibidir, bizde hatırı var. İsmail'in transferi için Erdoğan Bey’le görüştük, pazarlık yaptık. Bitme aşamasında Yıldırım Demirören de dahil oldu” diyerek Gazianteplilerin tepkisini çekti. Kimse de Beşiktaş'ın 6 milyon euro ve iki futbolcu vereceğine de inanmıyor. Antepliler biliyor ki Demirören ile Kızıl'ın aralarındaki bağ babadan daha yakındır. Zaten görünen köy kılavuz istemiyor. Hafta başında oyuncu satmayacaz, hedefimiz var diyen başkanın 2-3 gün içinde bu transferi oldu bittiye getirmesinden dolayı Antep taraftarları içinde yoğun tepki gösterdi.
Ertesi günlerde Davutpaşa’da inşaatı tamamlanan İstanbul Emniyet Müdürlüğü Polis Eğitim ve Kongre Merkezi’nin (PEKOM) açılış törenine katılan işadamı Erdoğan Demirören havuza düştü.
Bu haber üzerine başka bir şey söylenemez. Geçmiş olsun

29 Haziran 2009 Pazartesi

Hepimiz Birer Lincoln Olmak İsteriz!


Dün gece tüm Galatasaray taraftarları şok bir haberle sarsıldı. Dün gece Kanaltürk'teki renkli abilerin oturduğu programa bağlanan Süleyman Rodop , Lincoln ile ilgili şok iddalarda bulundu. Rodop'un iddasına göre
1-Lincoln evde yiyeceği yemeği tesislerde pişirtip ,eve paket yaptırıyormuş.
2- Lincoln bakkala su ve içecek parası vermemek için kasa kasa su ve meyve sularını eve götürüyormuş.
3- Lincoln'ün parasını kulübün ödediği fizyoterapistinin yemek ve içecek ihtiyacı Florya'da gideriliyormuş.

Tamam anladık, Lincoln normal bir futbolcu değil, profesyonel hiç değil. Adam zaten gitti gidiyor, hala daha yok idmana çıkmadı, yok meyve suyuna para vermiyor diyerek buradan da karalamaya gerek yok. Bizim insanımız Lincoln'ün aldığı paraya, bindiği arabaya, birlikte olduğu kız arkadaşına, Florya'ya arkadaşını getirmesine , istediği zaman tatile gitmesine , bir maçlığına kaptan çıkmasına, oyundan alınırken agresif hareketlerine , hatta sağa bakıp sola pas vermesine bile kıl olduğumuz gibi ülkemize su , yemek ve tuvalet parası bırakmadığı için taraftarlar daha da kıl olmuştur. Çünkü hepimiz birer Lincoln olmak isteriz, istediğin kadar para, istediğin arabaya binme özgürlüğü, istediğin zaman işe gitme özgürlüğü , istediğin gibi manitanın olması herkes ister ; üstelik bütün bunlar için sadece futbol oynaman gerekiyorsa bir insan daha ne ister?

24 Haziran 2009 Çarşamba

Football Manager Transfer Önerileri





Aziz Yıldırım'ın Galatasaray Forması Giymesi Üzerine


Eminim bugün gazeteleri takip edenlerin gördüğü bir haber vardı. Mehmet Yılmaz'ın haberine göre Aziz Yıldırım , Galatasaray başkanı Adnan Polat'tan Arda Turan'ı istemiş. Aziz Yıldırım 15 Milyon euro peşin para teklif etmiş. Karşılıklı esprilerin yapıldığı Haldun Üstünel'in aralarında yapılan sohbet baya gırgır geçmiş. Aziz Yıldırım, daha da ileri giderek "Arda, Fenerbahçe ’ye gelirse söz veriyoruz biz de imza töreninde Galatasaray forması giyeriz" diyecek hale gelmiş.

Aziz Yıldırım'ın Galatasaray forması giymesi fair play anlamında güzel bir olay olacaktır. Formayı giymesi için illa ki Arda'yı almasına gerek yok. Galatasaray Carrusca'yı Fenerbahçe'ye versin, eminim Adnan Polat da Fenerbahçe forması giyecektir. Aziz Yıldırım Galatasaray forması giymeyi göze alması, Arda 'nın ne kadar önemli bir futbolcu olduğunu ortaya koyuyor.

Yalnız uğruna Galatasaray forması giymeyi göze aldığı futbolcu için hiç de hak ettiğini parayı teklif etmemiş. Mehmet Topuz'un 10 milyon euro ettiği bir ülkede Arda'nın değeri en az 30 milyon euro. Aziz Yıldırım biraz cimri davranmış.

Aziz Yıldırım'ın doğru dediği bir şey var. 3 büyükler arasında futbolcu alış verişinin olması gerektiğine katılıyorum. Bir futbolcu hak ettiği parayı buluyorsa rakip takıma bile oyuncu satabilmek gerekir.

Bu arada Adnan Polat'ın da bu sözlerin altta kalmayarak Gökhan Gönül misillemesi hoşuma gitti doğrusu.

Son iki gündür Aziz Yıldırım'ın güzel bir yüzünü görmek sevindirici. Dün kulüpler birliği toplantısına geç gelen Adnan Polat ve İbrahim Yazıcı'ya yaptığı espri , bugün haberlere yansıyan bu olay Aziz Yıldırım üzerindeki bakışları değiştirecek gibi duruyor. Umarım kulüpler arasındaki dostluk sezon başına kadar değildir.

22 Haziran 2009 Pazartesi

Sağ Gösterip Soldan Vurmak Bu Olsa Gerek


Galatasaray bu sezon zor da olsa 5.nci bitirdi. Şampiyonluktan erken kopulmasına rağmen kimse yönetim istifa demiyor. Galatasayray taraftarı , ligi 4.ncü bitiren Fenerbahçe taraftarından daha az gergin bir sezon finali yapmıştı. Taraftara güven veren bir yönetim oluşu taraftarı da rahatlatıyor. Geçen sezon hiç bir gazete yazmamışken bir sabah Kewell geldi , bir sabah Baros geldi. Transfer stratejisi budur. Bugün de kimsenin haberi yokken Gökhan Zan aniden Galatasaray kadrosuna dahil oldu.

Rakibi Fenerbahçe ise tam tersini yaptığı için yaptığı transferler için dünyanın parasını ödüyor. Nedeni çok basit, bir transferi haftalarca medyaya malzeme yapıyorlar. Malzeme konuşuldukça futbolcunun değeri artıyor. Hesabını ben yapmadım da Rıdvan Dilmen Fenerbahçe'yi anlatırken, Mehmet Topuz ve Özer Hurmacı transferlerinin toplam maliyetinin 60 milyon euro olduğunu söyledi. Bakalım iki Türk transfere 60 milyon euro harcamanın bedeli nasıl ödenecek. Medya'da Volkan Demirel'in de yeni transfer Mehmet Topuz kadar ücret almak istiyormuş. Adam haklı biri milli takımın as oyuncusu , diğeri milli takım da bile doğru dürüst oynayamayan bir futbolcu. Takım içi dengelerin bozulup bozulmayacağını zaman gösterecek. Demek istediğim transferde yapılan strateji hataları kulübün hem iç transferde harcayacağı parayı yükseltiyor, hem de dış transfer bütçesini daraltıyor.

Yıllarca Gallardo'yu , Gravesen'i Galatasaray'a transfer edenler Galatasaray'ın transfer politikasını ne zaman anlayacaklar merak ediyorum. Acaba bu hafta başka bombalar gelir mi merakla bekliyoruz.

Aslan Kesilme Sırası Gökhan Zan da!


Bugün Galatasaray spor medyasına damgasını vurdu. Sabahleyin tek beklentim Galatasaray'ın UEFA kupasındaki rakibinin kim olacağıydı. Sabah medyada haberleri takip ederken gündeme yine Lincoln düştü. Bugün sezonun ilk idmanını yapan Galatasaray'da Lincoln yine idmana gelmemesi günün en önemli futbol haberi duruyordu. Kimisi Galatasaray yönetiminin izin verdiğini kimisi izin almadan idmana gelmediğini söylüyordu. Ama günün flaş haberi Gökhan Zan'ın Galatasaray'a imza atması oldu. Artık Lincoln'ün idmana çıkmaması haber niteliği taşımıyor, Lincoln'ün idmana çıkması haber niteliği taşıdığını basın anlamıyor.

Sabahleyin webaslan.com'da haberlere bakarken Haldun Üstünel'in önceliğimiz stoper açıklaması vardı. Bir sitede daha Gökhan Zan'ın sözleşmesinin yenilenmediğini okurken iki haberi birleştirmek insanın aklına gelmiyor.

Gökhan Zan 'ın şu anki performansı Servet Çetin'in yerini doldurmaya yetmez. Ancak şu da var ki Servet Galatasaray'a geldiğinde Gökhan kadar güvenilirliği de yoktu. Geldi , formasının ağırlığını bilerek oynayarak taraftarın gönlünde taht kurdu. Florya'nın havasından mı suyundan mıdır nedir , genel olarak Galatasaray'a gelen gerçekten Aslan kesiliyor.Bkz. Ayhan, Emre Aşık, Servet

Bu transferde Galatasaray yönetiminin başarısından çok, Beşiktaş yönetiminin başarısızlığı olduğunu söyleyebiliriz. Sözleşmenin ister unutularak ister kasten uzatılmaması Beşiktaş'tan çok şey götürecektir. Geçen sezon da sözleşmesi çok geç bir biçimde yenilenmişti. Beşiktaş Zan'ı göndermek istiyorsa sözleşmesini uzatır , sonra satış listesine koyardı. Böylelikle kulüp de para kazanırdı. Transfermarkt da Gökhan Zan'ın değeri 4.5 milyon euro olarak gösterilmesi Beşiktaş'ın kaybını gösteriyor.

Galatasaray yönetimi Türkiye'den bir Gökhan Zan ayarında bir oyuncuya talip olsa ne kadar bonservis istenir. En az 3 milyon euro kadar bir bonservis istenir. Galatasaray bu futbolcuyu "free transfer" etmesi yönetimin çok akıllıca bir hamlesidir. Gökhan Zan'ın performansını sezon içinde değerlendirilir; fakat bonservis için milyon euroları savuran rakipleri varken Aslan'ın sırtı yere gelmez.

Al Mısır'ı Vur İtalya'ya


Amerika 3. maçlar öncesi 0 puana sahipti. Mısır'ın ve İtalya'nın 3'er puanları bulunuyordu. Brezilyanın iki maç sonunda gruptan çıkmasına rağmen İtalya'yı yenen Mısır'ın grubun ikinci finalisti olacağı şeklindeydi. Brezilya 'ya son dakika da yediği golle mağlup olan Mısır, ABD karşısında hezimete uğradı. Herkes İtalya'nın işi zora sokmasına rağmen ikinci favori gösteriliyordu. Ama olmayacak oldu ve Brezilya'nın İtalya'yı 3-0, ABD'nin Mısırı 3-0 yenmesiyle averajla ABD grubu ikinci tamamladı. 3. maçlar sonunda Mısır,ABD, İtalyanın 3 er puanı bulunuyordu. ABD ve İtalya'nın -2 , Mısır'ın -3 averajla bitirdiği grup mücadelelerinde Amerikan rüyası gerçekleşmiş oldu.

Transfer Piyasasında Son Durum

Transfer piyasası hareketlenmeye başladı; şu ana kadar gerçekleşen kayda değer transferler şu şekilde:
Bekir İrtegün ------> Fenerbahçe
Bilica ------> Fenerbahçe
Mehmet Topuz ------> Fenerbahçe
Özer Hurmacı-------> Fenerbahçe

Herve Tum---------> İstanbul Belediyespor
Kanfory Sylla--------> İstanbul Belediyespor
Taner Gülleri ------> İstanbul BŞ. Belediyespor

Yasin Çakmak--------> Sivasspor
Uğur Kavuk----------> Sivasspor
Erman Kılıç--------> Sivasspor

Mustafa Sarp ------> Galatasaray
Leo Franco-------> Galatasaray

Serdar Kulbilge ------> Gençlerbirliği
Tolga Seyhan------> Gençlerbirliği

Julio Cesar da Silva Souza-->Gaziantepspor
Ertan Koç------> Gaziantepspor

Erhan Güven----> Beşiktaş
Fink--------> Beşiktaş

Kerim------> Antalyaspor
Balili--------> Antalyaspor

Aydın Karabulut-----> Ankaraspor

Ragıp Başdağ-------> Eskişehirspor

Hakan Aslantaş------> Kayserispor

Şu ana kadar en flaş transferleri Fenerbahçe'nin yaptığını görüyoruz. Fenerbahçe'nin daha transfer yapması gerektiğini düşünüyorum. Aksi takdirde bazı mevkilerde sorun yaşayabilir. Özellikle stoper ve ön libero mevkisine transfer şart gözüküyor. Hatta Roberto Carlos'un gidişiyle sol beke de transfer yapacaklardır.

Şu ana kadar yaptığı transferlerle ikinci en büyük katkıyı İstanbul Belediyespor yapmış gözüküyor. Erman Kılıç'ın yerine Sylla ve Tum'un alınmasının önemli olduğunu düşünüyorum. Daha önce de Belediyespor'un forvet hattını sadece Taner ile doldurmasının hata olacacağını ; bir forvet daha almaları gerektiğini yazmıştım. Abdullah Avcı da bu eksiği çok güzel tespit ettiğini gördük.

http://yakinyoko.blogspot.com/2009/06/turkcell-super-ligde-transfer.html

Sivasspor'a gelince Bülent Uygun işi biliyor olduğu kesin. Nokta transferler yapmaya devam ediyor. Erman , Uğur ve Yasin transferlerinin çok olumlu görüyorum. Aldığı üç oyuncu da direk oynayabilecek kapasitede. Miladı dolmuş futbolcuları göndermesi Sivasspor'un lehine olacağını zaman gösterecek. En büyük şanssızlığı Fenerbahçe ve Galatasaray'ın bu sezon daha iyi olacaklarını düşünmem. Balili herkesin düşündüğü gibi istikrarlı bir oyuncu değildi, diğer iki oyuncunun da özellikle Sylla 'nın anadolu takımlarında oynayabilecek seviyesi vardı.

Henüz Galatasaray ve Beşiktaş için konuşmak için erken. İkisi de yapacakları bir kaç nokta transfer yeterli olacak gibi duruyor.

Gaziantepspor elindeki mevcut kadroyu koruyarak ilerlemek niyetinde emin adımlarla ilerliyor. Sözleşmesi biten Bekir İrtegün Fenerbahçe'nin yolunu tutması haricinde bir sıkıntı yok gözüküyor. Gaziantepspor'un forvet sıkıntısı vardı. Mevcut kadrodan Eduardo ile yollar ayrıldı. Yerine bu sezon Sarıyerspor'da 20 gol atan Ertan Koç ve Rapid Bükreş takımında forma giyen frikik ustası Julio Cesar da Silva Souza'yı transfer etti. Bu futbolcunun gelişi ile bu sezon bol frikik golü izleyeceğiz. Bugünkü haberlere göre Gaziantepspor bir forvet daha alıyor. 2008-2009 sezonunda İsrail Ligini 15 golle gol kralı olarak tamamlayan Yeboah , önümüzdeki sezon için Gaziantepspor ile anlaştığı öne sürülüyor. Bu futbolcu ile Fenerbahçe'nin de ilgilendiği biliniyor.

20 Haziran 2009 Cumartesi

Football Manager 2009 Transfer Önerileri






Benim yapacağım transfer önerileri kuvvetli takım alanlar için değil. Turkcell Süper Lig'de orta sıra takımı veya olsun olsun Turkish First Division'u (bank asya ligi) seçmiş kişiler için daha uygundur. Bazı oyuncular var ki managerlik oyununda Galatasaray'a ,Fenerbahçe'ye ve Beşiktaş'a da alınabilecek oyuncular bunlardan bazılarının resimlerini de koyuyorum. Yalnız resimler oyunun 2009 Aralık dönemine aittir ;yani oyun başlangıcındaki özellikler böyle değildir.

1.Ahmet Arı: AMR/AML olarak oynuyor. Her iki kanatta da başarılı. Üç büyüklere de tavsiye ederim. Üç büyüklerde hemen oynatılmasa da ileride oynayacak seviyeye gelecektir. Turkish Premier Division'daki her takım alabilir diye düşünüyorum.Özellikleri aldatıcı olabilir.

2.Beto: ST olarak oynuyor. Ben Eduardo'nun sakatlanmasıyla el mahkum oynattım. Devamlı oynatılmazsa yararı olmaz. Maç içinde dakika 70 olmuş puanı 5.2 dir ama her an gol atabilecek bir oyuncu. Ümit Karan'ın sanal versiyonu gol atmayınca bir cacık olmaz. Gol kralı oldu aynı Ümit Karan; yalnız bazı oyunlarda istatisklerin değişik olmasınadan sorumlu değilimdir.

3. Elder Granja: DR/WBR. Müthiş bir oyuncu. İlk sezonun ortasında serbest kalıyor. Devre arasında bu kadar isabetli transfer yapmak çok zor, kaçırmayın derim. Bu oyuncunun oyunda gözükmesi için Brezilya Ligi'ni açmanız gerekebilir.talibi çok çıkarsa şaşırmayın.

4.Hakan Albayrak: AM RLC: Gaziantep Belediyespor'dan 250000 pounda aldım. Genç bir oyuncu ,ilk sezonunda pek hayrını görmedim.İkinci sezonda biraz daha iyi ,daha da iyi olacağı benziyor. Scout ettirin beğenirseniz alın derim. Ayrıca kanatlarda daha iyi.

5.Murat Ceylan: DMC/MC Ne kadar a satın alınır bilmiyorum, şayet uygun fiyatlı ise alın , ilk sezonda da yararlı olacaktır. Özellikleri aldatıcı olabilir.

6.Saban Oksuz: Boluspor'dan 150000 pounda aldım. Böyle bir oyuncu başka oyunlarda çıkmayabilir. Benim yeni genç yetenek.

7. Levent Top: İstanbul Belediyespor'dan 250000'e ya nasip diyerek aldım. Böyle bir oyuncu başka oyunlarda çıkmayabilir. Benim yeni genç yetenek.

8. Filipescu: SW/DC Free transfer ile geliyor. Elinizdeki savunmaya güvenmiyorsanız, transfer bütçeniz yoksa ideal kaftan. Bir sezondan fazla birşey beklemeyin. Haftalık 7000 poundumu aldı. Mart ayında sakatlanınca sözleşmeyi karşılıklı fesh ettim.

9.Washington: ST Fenerbahçe eski kulesi. Türkçe bilmesi avantaj. Sezon ortasında free geliyor. İlk sezonunda çok verimli değildi. Ama ikinci sezonunda 34 yaşındaki futbolcu Beto ile yarışır vaziyette.

10. Ömer Özçelik : DRC/WBR/MRC Free transferden hemen alın derim. İyi bir yedek, ayrıca da genç ama üç büyükler için uygun değil benden söylemesi. Ayrıca çok mevkide oynuyor ,bir kaleye ; bir de forvete koymadım, koyan varsa rapor versin.

11. Celsa Borges: AMC Costa Rica Milli Takımının 10 numarası. 20 yaşında pırıl pırıl bir genç (menajeri benim kadar övemez); 400000 pounda aldım; talibi çoktu benden haftalık 1700 pound istedi;rakipleri ekarte etmek için ve ona duyduğum sevgiden 4000 pound verdim. İkinci sezon başında tıpkı bu sezon Galatasaray'daki bir çok futbolcu gibi 5 aylık bir darbeye bağlı sakatlık yaşadı. Şu anda bir az özellikleri düştüğü için resmini koymuyorum.

12. Ivan: Özellikleri tıpkı Hakan Balta gibi sıradan. Her şeye rağmen ikisi belki de ligin en iyi 2 sol beki. 7 'nin altına düşmüyorlar. Ivan kiralık sözleşmesi bitiyor. Ben almak istememe, kulübü 250000 gibi bir fiyata satmak istemesine rağmen ; Gaziantepspor'u istemeyip Palmerias'ın yolunu tuttu. Bilseydim daha çok harçlık verirdim.

Football Manager 2009 Milli Takımlarda Yine Galatasaray Var!



Football Manager 2009 'da da Şampiyon Beşiktaş







Football Manager 2009 oyununa biraz geç de olsa göz atma imkanım oldu. Buna göz atma değil de göz hapsine alma demek daha doğru olur. Daha önce Galatasaray'ı denemiştim, Şampiyonlar Ligi'nden elenmenin üzüntüsü, Baros'un verimsiz olması nedeniyle oyunu bırakmıştım. Daha eski managerlik oyunları oynarken İngiltere Conference Liginden takım alıp Premier Lig'e taşımak gibi deneyimlerim olmuştu. Kendimi o kadar güçlü hissetmediğimden, bir orta sıra takımı almaya , memleket spor yani Gaziantepspor'u almaya karar verdim. Sezon başlangıcında takıma baktığımda tam bir hayal kırıklığıyla karşılaştım. Takımın çok önemli eksikleri vardı, ilk bakışta Tabata haricinde yıldız oyuncusu da yoktu. Elde Sivasspor, Kayserispor,Trabzonspor gibi takımlarda oynayabilecek 3-4 adam vardı. İyi de transfer yapacak doğru düzgün bir bütçe ayrılmaması takımın güçlenmesi yönündeki en büyük engel. Ayrıca sezon sonunda sözleşmesi bitecek oyuncular olması en büyük handikaptı. Takımın para edecek adamlarını satıp genç ve veteran oyuncuları harmanlayıp daha ekonomik bir takım oluşturmaya karar verdim. Zurita ve Bekir ikilisini 3.4 milyon pound gibi paraya Kayserispor'a sattım. Bu satış vadeli satış olduğundan kasaya yüklü cash para girmedi. Bir de sağolsun yönetim paranın büyük çoğunluğuna el koydu. Ivan ve Eduardo 'nun kiralık oluşları uzun vadede zorlayacak gibi duruyordu. Sedlak , Murat Ceylan, Beto ve Mehmet Yozgatlı'yı satış listesine koydum. Bu futbolculardan sadece Sedlak'ı Altay'a satabildim. Beto'ya biçtiğim 300000 pound, Mehmet'e fiyat biçtiğim 500000 pounda rağmen kimse almak istemedi. Deumi de istediğim stoper olmamasına rağmen yerini dolduramamak korkusuyla satışa koyamadım. Heralde ligin en kötü savunma hattı benim takımdaydı. Kalede Murat Şahin , sağbekte Erkan Sekman, sol bekte Ivan, stoper olarak da Mehmet Polat ve Deumi vardı. İşin kötüsü bunlardan biri sakatlansa yerine koyacağım oyuncular alt ligde bile oynayamazlar. Forvet desen ayrı bir muamma. Takımın sadece iki forveti vardı. Eduardo ve Beto

Bu arada takıma ilk geldiğim gün belirleyebileceğim en düşük hedefi açıkladım.Ligi ilk 9 da bitirmek. Küme düşmeme mücadelesi diye bir seçenek konsa onu açıklardım ancak başkana ancak onu yedirebildim.

Takıma takviye olarak free transfer olarak 34 yaşındaki Filipescu, 14000 pounda Ljungberg(eskisi gibi değil), 31 yaşındaki 250000 pounda genç oyuncu Gaziantep Belediyespordan Hakan Albayrak,400000 pounda 20 yaşında bir Costa Rica'lı Celsa Borges , 150000 pounda Samsunspor'dan Sercan, 50000 pounda Taner Taktak gibi oyuncular alabildim .

Bütçeme uygun bir tane kaleci bulamadım. Gözüme Gaziantep'in efsanevi kalecisi Ömer Çatkıç'ı kestirdim, kulübü izin vermesine rağmen gelmek istemeyerek bize ihanet etmişti. Yedek kaleci Tolgahan ayrı bir muammaydı. Umudum Tabata ve Eduardo idi. Genç Ahmet Arı'nın ileride iyi olacağı bilgisini yardımcı antrenör vermişti vermesine de hiç hazır gözükmüyordu. Takımda sadece iki forvet oluşu ,savunmanın zayıf oluşu beni sezon boyunca 5-4-1 ve 5-3-2 oynamaya itti. Ligin ilk devresini 15.nci bitirebildim. Devre arasında Brezilya'da iki, Arjantin'den 1 oyuncu takviyesi yaparak ligde toparlanacağımı anladım. Brezilya'dan Fenerbahçe'nin eski futbolcusu Washington ve ELDER GRANJA'yı , Arjantin River Plate'den Rodrigo Archubi'yi free transfer ile takımıma kattım. Yine de takıma uygun bir kaleci ve stoper bulamamak takımın en büyük handikapı olmaya devam edecekti. İyi oynamamıza karşın alınan 3-2 lik Galatasaray mağlubiyeti taraftarların beni taktiksel açıdan eleştirmesine sebep olmaya başlamıştı. Bazı oyuncular bana cephe almaya başladı. Mehmet Polat'a takımı toplayıp konuşma yapıp,takımın neden kötü oynadığını sorgulattım. Takımımda yoktu ki bir Hakan Şükür veya Hasan Şaş bana yardım etsin. O maçtan sonra alınan üstüste 3 galibiyet takımın moralini üst seviyeye getirdi. Ligin son 4 maçında takımın ligde kalmasıyla gelen rehavetle ligi 9.ncu bitirebilecekken 12.nci bitirdik. Takımı ayakta tutan oyuncular kiralık Ivan , genç Ahmet Arı, yeni transfer Elder Granja ve satış listesine koyduğum kimsenin beğenip almadıkları Mehmet Yozgatlı, Murat Ceylan ve Beto takımın yıldızları oldular. Beto yıldız olmakla kalmadı Holosko ile beraber gol kralı oldular. Genç yetenek Ahmet Arı Turkish Premier Division'ın en iyi 2.nci genç oyuncusu seçildi.

Ligi Beşiktaş gerçekte olduğu gibi iki kupayla kapattı. İkinci olarak bitiren Galatasaray ile birlikte sadece 3 mağlubiyet almış oldular. 5 li savunma oynamama rağmen ligin yediğim 63 golle en çok gol yemiş takımı ünvanını da almış oldum. Buna rağmen Beto'nun sayesinde ligin en çok gol atan 7.nci takımı ünvanını da almış oldum. Sezon başında 300000 pounda satamadığım Beto'nun fiyatı 4 milyon pounda kadar ulaştı. Sezon en büyük hayal kırıklığı Tabata idi. Takımın en çok ücretini alan Tabata (haftalık 10000 pound) ligin ilk devresinde 6.15 gibi bir reytingle sadece 3 gol ( 2si penaltı) 0 asist yapınca sezon ortasında Bielefeld'e kiraladım. Orada da doğru düzgün oynamadı yaklaşık 20 maçta forma giymesine rağmen ne gol attı, ne asist yaptı. Buna rağmen Beşiktaş ve Fenerbahçe talip oldular. Onlarda oynar neme lazım diyerek Almanya ikinci ligine düşen Frankfurt'a 2 milyon pounda sattım.

15 Haziran 2009 Pazartesi

Futbol Aktörleri Hangi Renk?

Beyaz:Özhan Canaydın,Ertuğrul Sağlam, Abdürrahim Albayrak, Serdar Bilgili
Saflığın ve temizliğin sembolüdür.

Siyah: Aziz Yıldırım ,Fatih Terim, Hakan Şükür,Ertuğrul Sağlam
Ciddiyet ve ağırbaşlılığı çağrıştırır.

Kırmızı:Fatih Terim, Hasan Şaş, Tuncay Şanlı, Bülent Korkmaz, Pascal Nouma, Sabri Sarıoğlu, Emre Belözoğlu, Lugano
Güçlü, canlılığı uyaran, fiziksel cesaret veren, uyarıcı, görsel etki bırakabilen, gerginlik ve saldırganlık yaratabilen bir renktir.

Turuncu: Ömer Çavuşoğlu, Arda Turan, Rıdvan Dilmen, Sergen Yalçın,Roberto Carlos, Aziz Üstel, Arif Erdem
Neşenin ve bilgeliğin rengidir

Sarı: Volkan Demirel, Mustafa Denizli,Fatih Terim
Heyecan ve kendine güven

Yeşil: Ergün Penbe ,Hakan Balta ,Harry Kewell, Hasan Doğan, Rüştü Reçber
Evrensel sevgi, huzur, yenilenme, güven verme, çevresel farkındalık, denge ve barış gibi duygular yaratır.

Mavi: Daum, Lucescu, Ergün Penbe
Teskin edici, Soğuk ve duygusuz

Mor: Mehmet Topuz, Emre Belözoğlu
İnsanda karamsarlık, pişmanlık, korkaklık, yaratabileceği gibi tam tersi duygular da yaratabilmektedir.

Pembe: Lincoln, Alex De Souza
İncelik, saadet ve zevk veren duyguları ifade eder

14 Haziran 2009 Pazar

Rijkaard , Fenerbahçe'yi Karıştıracak Gibi Duruyor.


Galatasaray Rijkaard ile anlaşmayıp daha orta halli bir teknik adam ile anlaşsa hiç bunları konuşmayacaktık. Aziz Yıldırım'ın Daum'u getirmesinin ne kadar doğru olduğunu , gelecek sezonun favorisi olduğunu hep beraber konuşacaktık. Fenerbahçe'nin elinde bir bomba vardı. İki tane daha eline aldı. Bu bombalar Emre B. ,Mehmet Topuz ve Daum. Bu isimlerin rezil mi vezir mi edeceğini sezon sonunda göreceğiz.

Fenerbahçe'nin eski futbolcusu Pierre Van Hooijdonk 'un "Rijkaard ile Daum'u kıyaslamam" sözleri bu hafta içerisinde yeni bir tartışma başlatacağı kesin. Özellikle Fenerbahçe taraftalarının en sevdiği isimlerinden birisinin bu sözleri söylemiş olması olayın bir başka boyutu...

Rijkaard Sabah gazetesine
"Daum'un gelişi benim için çok büyük süpriz oldu. Gönderdiler neden geriye aldılar. Birinin bunu açıklaması lazım. O zaman hiç göndermeselerdi. Tuhaf işler.

G.Saray Rijkaard'ı alarak çok çok büyük bir iş yaptı. Bu olay Hollanda'da da büyük bir sürpriz yarattı. Galatasaray iyi transferler de yaparsa Rijkaard'la şampiyonluk için ipi rahat göğüsler.

Rijkaard ile Daum'u karşılaştırmak çok doğru olmaz. Rijkaard'ın çok büyük bir futbolcu kariyeri var. Oyuncularla iyi diyaloğu var ve performanslarını üst düzeye çıkarabiliyor. Üst düzey başarılar yaşadı. Zirveye çıktı. En büyük kupayı aldı. Daum için ise sadece oyuncularla iyi diyalogu var diyebilirim."
şeklinde açıklamaları yapmış.

Rijkaard Galatasaray'a imza attıktan sonra bazı spor yazarları bu kıyaslamanın içerisine girmişti. Hıncal Uluç bu konu ile ilgili olarak "Galatasaraylı Hıncal Uluç olarak konuşuyorum. Galatasaray'ın 2000 yılında Kopenhag'ta ve Monaco'da UEFA Kupası ve Süper Kupayı kaldırdığı zaman duyduğum gururu, bu sene Rijkaard'ın imzasıyla duydum. Galatasaray'ın vizyonunun ne olduğunu gösterdi bu transfer. Başarılı olur olmaz o ayrı konu. Fenerbahçe'ye 3 yıl şampiyonluk vaad ederek kongre kazanan Aziz Yıldırım gidip Daum'u getiriyor, Galatasaray'ın konuştuğu 4 isim ise: Valencia'yı iki kere UEFA Kupası şampiyonu yaptıktan sonra Real Madrid'e transfer olan Ramos, Schuster, Fatih Terim ve Rijkaard. En sonunda anlaşılan da Rijkaard oldu. Bu bir vizyon farkı. Bu Galatasaray'ın vizyonunun içe değil dışa dönük olduğunu gösteren bir vizyon farkı.

Bu daha sezonun başında kazanılmış bir zaferdir. Galatasaray'ın son dönemlerde yerlerin altında sürünen itibarını iade eden bir anlaşmadır. Adnan Polat ve arkadaşlarını yürekten kutluyorum. Geçen seneki antrenör yanlışlarının analizini doğru yapmışlar. Hatalardan ders çıkarmak çok önemli bir özelliktir. Gerek Adnan gerekse Haldun Üstünel kardeşlerim bu işin analizini çok iyi yapmışlar.

Galatasaray'ın elinde hem Türkiye hem de UEFA şampiyonluğunu rahatça kazanacak bir kadro var. Galatasaray'ın Fenerbahçe ve Beşiktaş gibi çok geniş transferlere ihtiyacı yok. Rijkaard'ın yönetimi altındaki bu kadroya bir iki tane büyük transfer koyduğun zaman Galatasaray'ın bu vizyonu alabildiğine açık.

Futbolcu olarak çok sevdiğim bir adamdı, şimdi de Galatasaray'ın başında olmasından çok mutluluk duyuyorum. ‘Bu teknik direktör geldi bu iş bitti' diye bir şey dünyanın hiçbir yerinde yok. Ama bu vizyon farkını ortaya koydukları için Adnan'a da Haldun'a da teşekkür ediyorum." demişti.

Yazma ve hitabet yeteneğinin en üst seviyede olduğunu düşünmeme rağmen futbolla ilgili olarak benimsemediğim Hıncal Uluç'un bu görüşlerine aynen katılıyorum.

Aziz Yıldırım seçim sürecinde katıldığı programlarda ve seçim konuşmasında lig şampiyonluğunu hedeflediğini açıklamıştı. Şampiyonlar Ligi'nde başarı elde etmenin zor olduğundan bahsetmişti. Buna da dayanak olarak yabancı sınırlaması ve ekonomik faktörleri göstermişti. Daum 'un Fenerbahçe'de görev aldığı ilk sezon itibarı ile hedef olarak belirlediği Avrupa hedefinden vazgeçmiş gözüküyor. Bu vizyon daralmasının sonucu olarak da Daum'u getirdi. Daum görev aldığı üç sezonda Avrupa'da başarılı olamamasına rağmen ligde 2 şampiyonluk kazanmış, 1 şampiyonluğu da son haftada kaybetmiş bir teknik olması Aziz Yıldırım'ın tercihindeki en önemli sebep olarak gösteriliyor. %100 Futbol programında bu sene soyunma odasına in(e)mediği için başarılı bir sezon geçiremediklerini söyleyen başkan önümüzdeki sezon ineceğine dair sinyaller vermişti. Bunun için de 3 yıl boyunca soyunma odasına girmesine izin veren içimizden biri Daum'u getirmek Yıldırım için en akıllıca hamleydi. Seçim konuşmasının tamamını dinlememe rağmen öne çıkan vaadi "3 yıl üst üste şampiyonluk"tu. Avrupa kupaları için bir hedef konduğunu duymadım. Birçok Fenerli dostumuzun sıkıntısı ligdeki başarısızlık olmadığını çözememiş gözüküyor. Fenerbahçe taraftarının Avrupa'da bir kupa kazanma dileğinde olduğunu görmezlikten geliyor heralde . Fenerbahçe bu sezon da gördük ki ne kadar kötü olursa olsun forması bile ligde ağırlığını koymaya yetiyor. Tekrardan Daum'dan medet ummak hatalı bir hamle olabilir. Aklıma Fatih Terim'in ikinci Galatasaray deneyimi geldikçe bu hamle geri tepebilir diye insan düşünmeden edemiyor.

13 Haziran 2009 Cumartesi

Mehmet Topuz Fener 'de

Transferin dün gece gerçekleştiğine dair haberler internet sitelerine düştü. Kayserisporla anlaşan Fenerbahçe ile Mehmet Topuzla anlaşan Beşiktaş arasındaki düelloyu Aziz Yıldırım kazandı. Daha önceki yazımda da bu transferi Fenerbahçenin sonuçlandıracağını yazmıştım.

http://downbothflanks.blogspot.com/2009/06/mehmet-topuz-transferinden-kimse-verim.html


Bu transfer için Fenerbahçe'nin 7.5 milyon euro ve Gökhan Emreciksin'in bonservisinin verildiği söyleniyor. Şayet doğruysa Kayserispor iyi iş başarmış. Fenerbahçe 'nin bu kadar bonservis verecek parası varsa 15 milyon euroya Henry 'yi getirebilirdi. Biz de en azından dünya gözüyle Henry gibi bir yıldız seyretmiş olurduk. Gökhan Emreciksin bugün Ankaragücü'nde kalsaydı, bonservisi Türkiye şartlarında 4 milyon eurodan aşağı olmazdı. Kayserispor en az 10 milyon euroluk satış gerçekleştirdi, tebrik ederiz.

Beşiktaş camiasının üzülmesine gerek yok, bu transferin olmaması Beşiktaş 'ın lehine oldu. Performansı düşmeye başlamış bir adam alıp, yüksek para ödemekten kurtuldular. Carew, Anelka, Baros gibi futbolcuların bile ne kadar bonservise geldiklerini unutmamak lazım. Mehmet Topuz transferi Beşiktaş'ın iç dengelerini de bozacaktı. 2.3 milyon euro yıllık ücret alan oyuncusu yoktu sanırım , bu ayrı bir unsur.

Yıldırım Demirören bu transferin rövanşını almak isteyecektir, bakalım günler, ne getirecek?

12 Haziran 2009 Cuma

Yeni Kaptan Arda Turan


Arda Turan ülkemizin en yetenekli ,en önü açık, belki de takımın en Galatasaraylı futbolcusu olmasına rağmen Arda'nın kaptanlık için zamanının geldiğini düşünmüyorum. Şu da bir gerçek ki şayet Adnan Polat Arda'yı kaptan yapıyorsa bir bildiği vardır.

Arda , deli dolu bir adam. Zeki ,yetenekli ama bu saydıklarım kaptanlığa yetmez. Benim için Arda , Lincoln'e 1 maçlık verilen kaptanlık sonrası , "Artık ikinci kaptanlığı kabul etmem " demesi Arda'nın kaptanlığa hazır olmadığının göstergesiydi. Arda'nın bu sözleri o anlık düşünceyle söylediğinin farkındayız fakat kaptan olacak kişinin soğukkanlı olması gerekiyor. Arda hala duygularıyla hareket eden bir adam, taraftarlar da onu bunun için seviyor fakat bu sorumluluğun altından kalkamazsa Arda bildiğimiz Arda olmaktan çıkabilir.

Şöyle de düşünülebilir Ümit Karan'ın ikinci kaptanlık yaptığı görevi istememiş de olabilir. Galatasaray'da Hagi bile doğru dürüst kaptanlık yapmamışken kaptanlık Ayhan ile Ümit'e kalması Galatasaray için bir soru işareti olmaktan öteye gidememiştir.

Arda'nın kaptanlığında en sevindiğim taraf Galatasaray'ın kaptanlığı öz evladına veriyor olması, yoksa Arda'nın kaptanlık için hazır olduğunu düşünmüyorum

Belki de boşuna bu satırları yazıyorum çünkü artık kaptanlık o kadar da önemli olmayabilir. Ligin şampiyonu Beşiktaş'ın kaptanları Delgado ve Nobre olarak belirlenmişse ve o göreve Rüştü veya İbrahim Üzülmez layık görülmüyorsa, Arda da pekala kaptanlık yapabilir.

Not: Yardımcı kaptanlığa Kewell düşünülüyormuş, gerçekleşirse tam isabet olur. Kewell olmazsa Servet'i takıma iyica bağlamak için kaptanlık verilebilir.

Kaynak:http://www.webaslan.com/haber/32831/
yeni-kaptan-arda.php?ref=AKM2

Birisi Galacticos'u Durdursun


Kaka ve Ronaldo'dan sonra David Villa da Madrid temsilcisinin formasını giymesi bekleniyor.67.2 milyon euroya Kaka'yı, 94 milyon euroya Ronaldo'yu alan Galacticoslar,35 milyon euroya da David Villa 'yı alacağı söyleniyor. Bu takıma Rio Ferdinand gibi bir savunmacı ve de Gerard gibi bir beyin bulurlarsa Barcelona'nın saltanatı sona erecek gibi duruyor.
Şöyle bir kadro hiç fena olmaz yani
Casillas
Ramos
Ferdinand
Pepe
Marcelo
Ronaldo
Gerard
Diarra
Robben
Kaka
David Villa

11 Haziran 2009 Perşembe

Rijkaard Neden Galatasaray'a Geldi?


Frank Rijkaard 'ın gelişi olay oldu. Rijkaard'ın gelişi gerek dünya medyası gerekse de Türk medyasının ilgisini çekti. Bu transfer Beşiktaş'ın şampiyonluğunu , Fenerbahçe'nin Daum'u getirmesini arka plana itti. Bu transferin zamanlamasının stratejik olduğunu düşünüyorum. Nasıl bir sezon önce Galatasaray şampiyon olduğunda Aziz Yıldırım da Emre Belözoğlu'nu getirerek buna benzer bir hamle yapmıştı , bu da bu tarz bir hamledir.

Rijkaard'ın Galatasaray 'da kesin olarak başarı sağlayıp sağlamayacağını söylemek mümkün değil. Başkan Adnan Polat da yaptığı konuşmada bunu belirtmiştir. Hiçbir teknik direktör kupa garantili değildir. Aziz Yıldırım nasıl olsa Daum geldi diyerek Türkiye'de 3 sene üstüste şampiyonluğu garanti görmesi pek de doğru olmasa gerek. Adnan Polat yaptığı konuşmada taraftardan ve camiadan sabır istedi. Gerçekten de Galatasaray'ın ihtiyacı olan sabırdır.

Her konuşmasında Skibbe'nin Galatasaray'a uyum sağlayamadığını söyleyen başkan , esasında Skibbe'yi sene sonunu beklemeden göndermelerinin hata olduğunun farkında. Ancak sonuç olarak Skibbe dış kapının mandalı, Bülent Korkmaz'ın evin sevilen çocuğu olduğu için Bülent Korkmaz yüceltilmektedir. Adnan Başkan , Bülent Korkmaz'ı master için Amerika'ya çocuğunu yollayan baba tavrı takınıyor.

Uğur Meleke 8 Haziran Pazartesi tarihli Milliyet Gazetesi'ndeki yazısında Skibbe ile Rijkaard'ın bir ortak yönlerinin daha olduğunu yazdı. Her iki hoca da yıldız oyunculara töleranslı davranıyor. Tölarans deyince aklımıza Skibbe gelirdi, şimdi Rijkaard da gelecek gibi gözüküyor. Bu da demek oluyor ki geçtiğimiz sezonun ilk devresindeki Lincoln'ü izleyeceğiz. Lincoln'ün bu sene daha dikkatli davranmasını da bekliyorum. Frank, Lincoln'ün kalitesini göstereceği bir hoca olacaktır.

Rijkaard , Şampiyonlar Ligi apoletini takmış bir teknik adam. Yaşı da teknik direktörlük için ideal durumda ise böyle bir hoca niçin Türkiye 'yi tercih eder diye insan düşünmeden edemiyor. Rijkaard ne Del Bosque'dir ne de Aragones'tir. Del Bosque de Aragones de stresli ve yorucu teknik direktörlük görevlerini bırakacak yaşa gelmişlerdir. Ne tesadüftür ki böyle hocalar hep Milli Takım antrenörü olurlar. Rijkaard , kazanacağı ve kaybedeceği prestijin farkında olması Del Bosque ve Aragones'ten ayırmaktadır. İlk olarak medyada yer alan haberlere göre Milan'dan teklif beklemiş , bu teklif gelmeyince Galatasaray'a geldi. Sezon ortasında Atletico Madrid'li yöneticilerin telefonlarına bile bakmadığı söylenen bir teknik adam Galatasaray'ı nasıl seçer? Bence bunun cevabı detaylarda gizli. Herkes Haldun Üstünel ve Adnan Polat'ın etkileyici üslübundan bahsediyor ama bunların yetmeyeceği açık. Eğer Rijkaard , Barcelona,Milan, Chelsea vb gibi takımlarda görev alamayacaksa Galatasaray ideal kaftandır. Galatasaray'ın Avrupa'da en bilinir Türk takımı olması, 2002 Dünya Kupası ve son Avrupa Şampiyonasındaki Türk Milli Takımının iskeletini Galatasaray'lı futbolcuların oluşturması, Galatasaray'ın hücum genlerine sahip olması, elindeki yabancı futbolculardan Lincoln hariç olmak üzere hepsinin milli futbolcular olması Galatasaray'ı cazip kılmıştır. Şu anda da Servet ve Mehmet Topal'a gelen tekliflerin reddedilmesini istediği de medyada yer alıyor.

Rijkaard , maç kasetlerini izledikten sonra eksikleri belirtecektir fakat Rijkaard'ın en ihtiyaç duyduğu şey sabırdır.


Uğur Meleke'nin yazısı için
http://www.sporyazarlari.com/FFutbol/galatasaray/ugur-meleke/08-06-2009/
rijkaard,-gsaray-da-ne-yapar-/115327.aspx

Aragones'in Hayır İşleri Fenerbahçe'yi Şampiyon Yapacak!


Arkadaşım blogda Del Bosque ve Rijkaard hakkında bir yazı yazınca bir yazı da benim içimden geldi. Çünkü en başından beri bazı teknik adamlara haksızlık ettiğimizi düşünüp dururum. Bunların başında Eric Gerets, Zico , Del Bosque gibi hocalara haksızlık edimiştir. Daha önce iki defa Gerets ile ilgili bir yazı yazmıştım, sıra Del Bosque da...

Del Bosque 2004 yılında Beşiktaş ile sözleşme imzaladığında Dünya'nın gözü Beşiktaş'a dönmüştü. Del Bosque Real Madrid döneminde 4 sezonda iki Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu, iki kez La Liga şampiyonluğu, 1 kez İspanya Süper Kupası , 1 kez Avrupa Süper Kupası, 1 kez Kıtalararası şampiyonluk yaşamış bir teknik adam olarak Beşiktaş'a geldi.
Ülkemizde hala Del Bosque'nin teknik adamlığı tartışılması acı bir gerçek. Kabul etmek gerekir ki Beşiktaş ile yaptığı başlangıç son derece kötüydü. Ligde ilk dört maçta alınan 2 puan Beşiktaş'ı en baştan huzursuz etmeye başlamıştı. Beşiktaş 'ın bir Real Madrid olmadığı açık da Beşiktaş'ın o sezon ki kadrosu neydi bakmak lazım. Bana göre Beşiktaş'ın kadrosunda yıldız statüsünde sadece iki oyuncu vardı. Biri Sergen Yalçın , diğeri John Carew idi o sezonu şampiyon olarak tamamlayan Fenerbahçe'de Alex, Aurelio, Nobre , Tuncay, Servet gibi isimler yer alıyordu.

O günün Beşiktaş yöneticisi Reha Muhtar'ın duyduğu Beşiktaş sevgisi Beşiktaş'a hem maddi olarak hem de prestij olarak büyük kayba uğratmıştır. Bu dönemde Sabah Gazetesinde ele aldığı yazıda Del Bosque gibi dünyanın sayılı teknik adamlarından birine demediğini bırakmamıştır. Del Bosque'yi Hint fakirine bile benzetmiştir. Heralde sözleşmeden haberi olmadığından tazminat alamayacağını söylemiştir. Başka bir takımı çalıştırabilir mi sorusuna da "Sen milleti kör, alemi sağır mı zannediyorsun? " diyerek cevap vermiştir. Şimdi İspanya Milli Takımı'nı çalıştırıyor.

http://arsiv.sabah.com.tr/2005/01/28/muhtar.html


Bu kötü başlangıç döneminden sonra Del Bosque görev aldığı son 9 lig maçında 7 galibiyet 2 beraberlik almayı başarmıştı. Del Bosque ligi ve takıma alıştığı dönemde Reha Muhtar ve diğer yöneticiler yüzünden kovuldu. Beşiktaş yönetiminin yaptığı en unutulmaz hata olarak Beşiktaş tarihine yazıldı.

Gel zaman git zaman Yıldırım Demirören bile Del Bosque'yi göndermesinin en büyük hatası olduğunu kabul etmiştir ancak iş işten geçmiştir. Del Bosque 8 milyon euro gibi bir tazminatını da alarak gitmiştir. 26.03.2009 tarihinde İspanya Milli Takımı'nın başındaki Del Bosque'ye Beşiktaş ile ilgili tazminat meselesi sorulduğunda şunları söylemiştir: "Benim para ile işim olmaz. Beşiktaş’a gelirken para konusu telaffuz edilmedi. Çalıştığım takımlarda hiçbir zaman parayı ön plana çıkarmadım. Ancak, Beşiktaş’ta o zamanki şartlar farklıydı. Ben, ayrılmak istemedim. Görevime son verilince çok üzüldüm. Görevden ayrılmak zorunda kalan herkesin tazminat isteme hakkı vardır. Ben de kanuni hakkımı kullandım. Bu paranın büyük kısmı hayır işlerinde kullanıldı. Sadece bunu söyleyebilirim. Ben, kazanılan şampiyonlukların ardında böylesine hayır işlerinin yattığına inanırım. Belki bu sevabı yüzünden Beşiktaş şampiyonluğa ulaşacak."

http://spor.ekolay.net/haber.asp?PID=2660&HaberID=604187

Türkiye'de herkes Aragones ile Del Bosque'nin torunlarına miras bırakmak için geldiklerini söyler dururlar ama yanılıyorlar bakınız Del Bosque parayı hayır işlerine adamış, Beşiktaş'ı şampiyon yapmış. Bakarsınız bu sene de Aragones alacağı milyonları hayır işlerine adar , Fenerbahçe şampiyon olur.

9 Haziran 2009 Salı

Turkcell Super Lig'de Transfer Gözdelerinin Son Durumları


02 Haziran 2009 Salı günü 37 kişilik gözde oyunculardan oluşan bir transfer listesi hazırlamıştım.

http://yakinyoko.blogspot.com/2009/06/turkcell-super-ligde-transfer-borsas-nn.html

Şu ana kadar transferi gerçekleşenler
Bekir İrtegün ------> Fenerbahçe
Bilica ------> Fenerbahçe
Mehmet Topuz ------> Fenerbahçe
Mustafa Sarp ------> Galatasaray
Taner Gülleri ------> İstanbul BŞ. Belediyespor
Serdar Kulbilge ------> Gençlerbirliği

Yukarıda belirttiğim futbolculardan Taner ve Serdar yeni takımlarına oldukça güç katacaktır. İstanbul Belediyespor 'un forvet konusunda sıkıntısı vardı. Sadece bir forvetle işlerini yoluna koymaları zor gözüküyor. Bir forvet daha almaları iyi olacaktır.

Bu sezon şans eseri ligde kalan Gençlerbirliği bu sezon hata yapmak istemiyor. Bu ligde yerli statüsünde alıp oynatabilecekleri en iyi kalecilerden birini aldılar.

Bekir ve Mustafa 'nın yeni takımlarında ilk 11 oyuncusu olmaları zor gözüküyor. Şans geldiği zaman değerlendirmeleri şart.

Bilica ve Mehmet Topuz Fenerbahçe'de banko oynarlar.

Mustafa Sarp Aslan Oldu


Mustafa Sarp kendisini 3 yıllığına sarı-kırmızılı renklere bağlayan sözleşmeye imza attı. Galatasaray'ın olmazsa olmaz transferlerinden biri değil. Defansif orta saha oyuncusu olarak görev alan Mustafa Sarp'ı forma savaşının beklediği kesin. Bu mevkide Galatasaray'ın eksik olduğunu düşünmeme rağmen geçen sezon yaşanan sakatlıklar bu sezon bu oyuncuyu alınmasına sebep oldu. Bu transfer Mehmet Güven ve Linderoth ile de yolların ayrılacağı şekilde yorumlanabilir. Açıkçası başarılı olup olamayacağını sezon içerisinde göreceğiz. 28 yaşındaki bir oyuncunun ilk defa büyük bir takıma transfer olması kafamdaki soru işaretlerinin en büyük nedenidir. İstikrarlı bir oyuncu olduğunu söylemek mümkündür. Son 3 sezonda 100 maçta forma giyip 10 gol atmış bir oyuncu olması istikrarlı olduğunu gösteriyor. Bu sezon rekabet içerisinde olacağı Ayhan Akman, Mehmet Topal ve Barış'ın bu sezon gösterdikleri performans Mustafa Sarp'ı zorlayacağı kesin olarak görülüyor. Daha önce 2 kez giydiği milli formayı tekrar giymek istiyorsa başarılı olmak zorunda.

8 Haziran 2009 Pazartesi

Türk Futbol Kulüpleri Transferden Anlamıyor!

Biraz iddalı gelebilir fakat inanın gerçekler bu şekilde. Açıklayınca hak vereceksiniz. Mesela bazı takımlar bütçesine göre iyi oyuncu getiriyor, sonra nasıl satacağını bilmiyor. Kimisi 1 liraya almış oyuncu kıymete binmiş, satmıyor. Kimisi var iyi oyuncuları getiriyor ,düzen kuramıyor. En kötüsü ise bütçesi ne olursa olsun transferi beceremeyen kulüplerin varlığı...

Galatasaray:
Üç büyükler içinde, Türk Ligi kalitesi ve dünyadaki yerini düşünecek olursa en mantıklı transfer yapan takım. Galatasaray 'da problem yurt dışına oyuncularını pazarlayamamasıdır. Mesela geçen sezon sonu belirli bir yaşa gelmiş, profesyonelliği üst düzey olmayan, formda bir Ümit Karan'ı satamazsan olmuyor bazı şeyler.

Galatasaray 'ın en değerli oyuncusu kim? Cevap -Arda , yaşı kaç? Cevap - 22. Avrupa'da en üst liglerde üst seviye takımlarda oynayabilir mi? Cevap - evet

Galatasaray bu oyuncuyu 20 milyon euroya satamıyorsa ya yönetim hatalıdır, ya da ligimiz gerçekten kötü durumdadır.

Galatasaray'ı diğer takımlardan üstün kılan özelliği ise altyapıdan daha çok oyuncu çıkarması, Türk oyuncularının da kaliteli oluşu Galatasaray'ın olumlu yanı olarak söyleyebiliriz. Genç oyunculara verdiği değer , Galatasaray'ı ayakta tutan nedenlerden biridir.

Fenerbahçe:

Yıldız oyuncu getireceğim diye takıma uyum sağlayıp sağlayamayacağını bilmediği oyuncuları getirmesi en büyük dezavantajı. Fenerbahçe'de en verimli olmuş oyuncular Anelka, Guiza, Kezman , Ortega olmadı hiçbir zaman. Bunu hala görememeleri ilginç. Bu sezon daha iyi işler yapacaklarmış gibi duruyor. Bilica'nın iyi transfer olacağını düşünüyorum ancak Lugano'nun yerini doldurmasını beklemek yanlış olur. Bilica'nın yanına Popescu gibi bir oyuncu almazlarsa tökezlerler.

Beşiktaş:

Ya çok iyi transfer yapıyorlar ya da çok kötü. Son bir kaç sezonda eksiklerini bilmeden transfer yaptılar. Sol açık diye Ricardinho'yu aldılar, sol bekte Tello'nun verimli olacağını düşündüler. Holosko'yu beğenmeme rağmen Holosko için Türkiye piyasasını bozacak paralar verdiler. Delgado'dan verim beklemeleri ayrı bir muamma. Mustafa Denizli istemese ön liberoya Ernst'i de almazlardı. Rüştü ve Nobre transferleri gayet akıllı transferler olduğunu düşünüyorum. Bobo'yu iyi para karşılığı satarlarsa bu da akıllıca bir hamle olacaktır.

Sivasspor
Bütçelerine göre en iyi transfer yapan takım oldukları açık. Kamanan, Musa, Bilica gibi oyuncuları uygun bir bütçeyle almaları takdiri hakettiklerinin göstergesidir. Sivasspor değil de bu takım mesela Antalyaspor olsa bu kadar başarılı olmayacakları da açık. Bülent Uygun faktörü de Sivasspor futbolcularına değer katıyor.
Bülent Uygun'un her oyuncunun belirli bir bedel karşılığında gidebileceğini söylemesi hem futbolcuların motivasyonun bozulmasını minimuma indiriyor , hem de kulüp olarak her futbolcunun alternatifinin olduğunu da gösteriyor. Fakat gazetelerde yazan haberler doğru ise Bilica'nın 1,5 milyon euro ya transfer olması komik olur. Bilica 30 yaşında bile olsa Turkcell Süper Ligi'nin ikinci bitirmiş takımın en yararlı stoperi. Sert bir stoper olmanın haricinde etkili şutlar da çeken bir futbolcuyu 1,5 milyon euroya Fenerbahçe'ye verirsen Fenerbahçe maçlarında yattılar da derler, Bülent Uygun Fenerbahçe'nin teknik direktörü gibi davranıyor da derler.

Kayserispor
Sivasspor'un tam tersi şekilde hareket ediyor. İyi oyuncuları mutlaka tutmak istiyorlar. Tutmak iyi güzel de oyuncunun aklı bir defa karıştıktan sonra oyuncuların verimlerinin düştüğünü görmüyorlar. Gerek Gökhan Ünal gerekse de Mehmet Topuz konusunda yanlış davrandılar. Bir talibi çıktığı anda önce oyuncuların kalıp kalmak istemediği ile ilgili nabız yokladıktan sonra oyuncular gitmek istiyorlarsa belirli bir fiyat belirleyip taliplerine duyurmaları gerekirdi. Oyuncuları küstürerek hiç bir yere varamadılar. Geçen sezon 10 milyon euro veren Beşiktaş'a oyuncuyu satmazsan , futbolcu da mutlu olmaz , kulüp de....

Trabzonspor
Yeni bir yapılanmaya gitti geçen sezon, ne başarılı oldular, ne de başarısız oldular. Yattara'yı talibi varken satamamaları en büyük kayıpları oldu. Çünkü Gökdeniz ve Fatih Tekke transferlerinden iyi para kazanmışlardı. Uygun fiyatlı aldıkları ,oyunculardan verim gördükleri çok oldu. Futbolcu satmayı da beceriyorlar. Bu sezon aldıkları yabancı futbolcular beni pek tatmin etmedi, belki bu sezon da yeni Aureliolar yeni Stephanovlar bulurlar. Bir de disiplinli Kalli gibi bir hoca getirirlerse yolları açık diyebilirim.

Ankaraspor
Futbol şubesi sorumlusu Özer Hurmacı için 6 milyon euro fiyat biçtiklerini açıklamış. Özer Hurmacı iyi oyuncu olabilir ancak 6 milyon euroya Avrupa 'da kendisini ispatlamış ne kadar çok oyuncu getirilebileceğini bilmiyorlar. Ya da oyun var bu işte. Galatasaray Baros gibi bir dünya yıldızı için ne kadar bonservis ödemiş ki Özer Hurmacı bu fiyatı hak etsin. Sonunda 2 milyon euro ve takımlarında oynayaman bir-iki oyuncu takası ile transferi sonlanır. Zaten sakatlığı olan bir futbolcu olduğunu bildikleri için 6 milyon euroya kimse almaz. Bu kafayla Ankaragücü ile birleşme olmazsa kendileri istemezlerse küme düşmezler. Orta sıralarda dolanırlar.

Gaziantepspor :
Bu sezon toparlanma sürecine girdi diyebiliriz. Anadolu takımları içinde en iyi yabancılara sahip takım olduğunu düşünüyorum. Cesar, Deumi, İvan de Souza,Zurita, Tabata, Beto gibi oyunculara sahipti. Eduardo Abdo Ferraira Pacheco ile yollarını ayırıp daha önce Rusya'nın Lokomotiv Moskova, Yunanistan'ın AEK ve Romanya'nın Rapid Bükreş takımlarında da oynayan 29 yaşındaki Brezilyalı golcü Julio Cesar da Silva Souza ile 3 yıllık anlaşma sağladılar.

Altyapıdan genç futbolcuları çıkartmakta başarılı olan Gaziantepspor gelecek sezon iddalı olacaktır. Bu sezon seyrettiğimiz genç Murat Ceylan, İbrahim Ferdi ve İsmail Köybaşı takımda tutulursa başarı sağlanacaktır.Fakat daha önce de belirttiğim gibi parasını bulan her oyuncu satılmalıdır. Genel anlamda transfer politikası geçen sezon tekrar düzeldi. Umarım gönül ilişkileri nedeniyle iyi futbolcularını yok pahasına göndermezler. Özer Hurmacı'nın 6 milyon euro ettiği bir ülkede Gaziantepsporun en az 4-5 tane oyuncusu da 6 milyon euro eder .

Son olarak diyeceğim Türkiye'de şişirilmiş bir futbol piyasası var. Bu şişik futbol piyasasının oluşmasının üç nedeni var. Birincisi yabancı sınırlaması, ikincisi kulüblerin yapılan yanlış ve sorumsuzca harcanan transferlerden sonra hesap sormaması( kulüplerin sahipleri olsa böyle olmaz), üçüncüsü de Türkiye'de ilginin yüksek oluşu ( iddaa, yayın gelirleri) gibi sebeplere dayanmaktadır. Sonra kimse bu kadar düşük bütçeli Metalist Kharkivler, Az Alkmaarlar, Shaktar Donetskler nasıl başarılı oluyor demesinler.

Mehmet Topuz Transferinden Kimse Verim Beklemesin


Mehmet Topuz Türk oyuncu klasmanı içerisinde en iyi oyunculardan biri idi. Bu sene yaşadığı performans düşüklüğüve kafaca yıpranması Kayserispor yönetimi yüzündendir. Geçen sezonlarda hem daha yüksek fiyattan satış yapabilecek iken hem de Mehmet Topuz gibi bir oyuncunun önü açılacakken engellediler. Üzerine bu sezon aldığı ücret üzerinde indirim istediler. Böyle bir oyuncunun psikolojisinin bozulması gayet normal. Topuz kendisine takım bulmaya çalışmış, Fenerbahçe ilgilendiğini ancak öncelikle kulüpler arası anlaşma olması gerektiğini iletmiş. Bunu oyalama olarak algılayan Topuz ve menajeri Beşiktaş'ı aramış. Beşiktaş da daha önce 10 milyon euro verip alamadığı futbolcuyu ucuza getirmeye karar vermiş. Olay böyle patlak vermiş.

Son yıllarda Türkiye'de bir futbolcu için böylesine bir kapışma olmadı. İşin hukuki tarafını pek anladığımı söyleyemem fakat benim anladığım Fenerbahçe'nin bu konuda haklı olduğu. Fenerbahçe önce kulüple anlaşıyor , sonra futbolcu ile pazarlığa başlıyor. Beşiktaş kulübü başkanı uyanık olduğu için ben bu adama alelacele Beşiktaş forması giydirirsem hem Fenerbahçe bu oyuncuyu almaktan vazgeçer hem de istediğim fiyattan bu oyuncuyu alırım düşüncesiyle hareket etmiş gözüküyor. Manager oyunları oynamışlar bilir ki bir futbolcunun mukavelesi devam ediyorsa önce kulüple anlaşılır sonra oyuncuyla anlaşma yoluna gidilir.(Riberry,Aurelio ayrı birer vaka, burada böyle bir problem yok) Burada prosedürü uygulayan takım Fenerbahçe ise esasında pek bir sorun gözükmüyor. Mehmet Topuz, “Fenerbahçe ile görüştüm ve anlaştım. Menajerim de Fenerbahçe’yle görüştü. Salı günü de Aziz Yıldırım’la telefonda görüştük. Bana ‘Beni her yerde arıyorsun, ne istiyorsun. Senle görüşmem etik değil. Recep başkanla samimiyim. Ayıp olur, menajerinle görüşelim” demesi bile Aziz Yıldırım'ın en azından bu konuda haksız olmadığını gösteriyor. Bu şartlar içinde Mehmet Topuz derse ki İlla ki Beşiktaş'ta oynacağım derse bu sezonu boşta geçirebilir. İkinci seçenek ise Mehmet Topuz Fenerbahçe ile anlaşır. Futbol hayatına burada pek başarılı olmadan devam eder. Türk futbolunda en beğendiğim oyunculardan biri olan Mehmet Topuz'u bu hale getirenlere diyecek bir laf yok.

Not: Kayserispor ve Sivasspor iki ayrı modelde transfer politikası güdüyorlar. Bu konu ile ilgili de bir yazım olacak.

Frank Rijkaard Gerçekten Aragones 'i Aramış Olabilir Mi?


22 Mayıs 2009 tarihinde "Frank Rijkaard Aragones'i Ararsa " başlığı altında bir yazı yazmıştım.

http://yakinyoko.blogspot.com/2009/05/frank-rijkaard-aragonesi
-ararsa.html

Bu yazının yazıldığı dönemde Aragones topun ağzında idi, o sıralarda da gazetelerde Fenerbahçe'nin Rijkaard'ı takımın başına getireceği yazıyordu. Frank Rijkaard'ın Fenerbahçe ile ilgili bilgi almak için Aragones'i arayabileceğini düşünmüştüm. Bir diyalog hazırlamıştım. Kendi kafamdan oluşturduğum diyalogta Rijkaard'ın Fenerbahçe'den vazgeçtiğini anlatmıştım. Fenerbahçe yönetiminin Rijkaard'la görüşüp görüşmediğine dair bir bilgim de yok ancak

Galatasaray'ın önemli bir teknik adamı görev başına getirdiğini söylemek mümkün. 2009-2010 sezonunda en merakla seyredilecek takım Galatasaray olacak. Çünkü Daum ve Denizli'nin az çok nasıl bir performans koyacakları belli gibi. Rijkaard ise genlerinde hücum olan Galatasaray' a başarı sağlayıp sağlayamayacağını zaman gösterecek. Rijkaard'ın bu sene Galatasaray'a getireceği en büyük artı futbolcuların saygı duyacağı bir teknik adam olması. Rijkaard'ın Galatasaray'da iki sezondan fazla kalması da pek mümkün gözükmüyor. Rijkaard 'ın adı Milan , Chelsea gibi üst düzey takımlarla adı anılan bir teknik direktör. Burada başarılı olması halinde Avrupa'nın büyük liglerinden büyük bir takımın başına geçmek isteyecektir, iki sezonda da başarısız olursa Galatasaray onu zaten gönderecektir. Rijkaard'ın büyük transfer bütçeleri istememesi, Galatasaray- Rijkaard'ın hücum felsefesi uyumu, yardımcı hocasını da beraberinde getirmesi Galatasaray için artı olacaktır. En büyük dezavantajı ise Fenerbahçe'nin muhtemel teknik direktörü Daum ve Beşiktaş'ın teknik direktörü Mustafa Denizli kadar ligi tanıyamamasıdır. Rijkaard belki ligin en güçlü kadrosuna geldi fakat Türk oyuncuları gerçek manada idare edemezse sonuç hüsran olur. Rijkaard ile Galatasaraylı futbolcular uyumu yakalarsa Galatasaraylı futbolcular maç seçmeyi bırakıp ligi domine edecektirler.


Bir Gün Herkes Fenerbahçeli Olacak Mı?


Mehmet Topuz'un transferi arap saçına döndüğü gözüküyor. Mehmet Topuz : " Beşiktaşlıyım." dedi ,ortalık birbirine girdi. Ancak Kayseri ve Fenerbahçe cepheleri birbiriyle Mehmet Topuz konusunda anlaştıklarını açıkladılar. Aziz Yıldırım'a Mehmet Topuz'un sözlerinin hatırlatılması üzerine Bir Herkes Fenerbahçeli Olacak şapkasını imza töreninde giydireceğini söyledi.

Bu slogan tam olarak kaç yıldır vardır bilmiyorum. En az 8-9 sekiz senedir duyduğum bir slogan. İddalı bir söylemden çok , Fenerbahçe taraftarlarının hoşuna giden bir söylem olduğu kesin çünkü gerçekleşme olasılığı % 0'dır . Sporun özünde rekabet olduğunu bilmeyenlere diyecek lafım yok. Hani birileri deseydi "Bir gün hiç Fenerli kalmayacak" hem daha iddalı bir söylem olacaktı, hem de gerçeklik payı olacak. Bunu Beşiktaş veya Galatasaray için de söyleyebiliriz. Vakti zamanında Adnan Polat da " Herkes Fenerli doğar; çünkü ağlayarak doğar" gibi bir söylem geliştirmişti. Bir başka versiyonu da " Bir gün herkes Fenerli olacak, diğer 364 gün Galatasaraylı" bulunmakta. Bu sloganlara inanan insanlar olmasına üzülüyorum hem inanıyorlar hem de her şeyin daha güzel olacağını düşünüyorlar. Şahsen Fenerbahçe ve Beşiktaşlı arkadaşlarım olmasa Galatasaray'ın başarılarından bu kadar keyif almayacağım kesin. Bu sezon şampiyon olamasak da Beşiktaş'ın şampiyon olmasına da çok üzülmedim. Çünkü hem daha az rekabet içinde olduğumuz bir kulüp hem de bizlerin üzerine pek de gelemiyorlar hani. Biraz üzerimize geldiklerinde UEFA kupası, Süper Kupayı falan hatırlatıp işin içinden sıyrılıyoruz. Sonra da Fenerli ve Beşiktaşlı arkadaşlarım iyi ki de iki kupa aldınız demeleri de ayrı bir konu. En azından hayal satmayıp, tekrar yapabileceğimizi gösteriyoruz.

Açıkçası Galatasaray'ın taraftar sayısının daha çok olması beni o kadar da mutlu etmiyor, çünkü ne kadar çoksak o kadar az kızdıracak arkadaşım var demektir. Taraftar sayısının güce eşit olduğunu bilen de bir birisiyim. Fenerbahçe'nin hissetmek istediği de bu olsa gerek. Fenerbahçe bu sloganı bırakıp, varsa başarıları onları anlatan bir slogan bulsa daha iyi eder. Ne demişler aynası iştir kişinin lafa bakılmaz, vakit icraat vaktidir.

2 Haziran 2009 Salı

Transfer Gözdelerinden Şampiyonlar Ligi Garantili Takım

ŞAMPİYONLAR LİGİ GARANTİLİ KADRO
Benim aklıma gelen futbolcular bunlar. Bu kadrodan gayet iyi bir takım kurulabileceğini düşünüyorum. Benim takımım şu şekilde:
1-Ufuk Ceylan / Manisaspor-kale
2-Bekir İrtegün / Gaziantepspor-sağ bek
3-Bilica / Sivasspor-stoper
4-Eren Güngör /Kayserispor- stoper
5-Volkan Yaman / Galatasaray- sol bek
6-Aydın Yılmaz / Galatasaray- sağ açık
7-Murat Ceylan /Gaziantepspor- orta
8- Mehmet Topuz / Kayserispor -orta
9-Batuhan / Beşiktaş - forvet
10-Rodrigo Tabata /Gaziantepspor- forvet arkası
11-İsmail Köybaşı / Gaziantepspor- sol açık
Yedek Kulübesi
12-Aykut Erçetin / Galatasaray
13-Ediz Bahtiyaroğlu / Ankaraspor
14-Özer Hurmacı / Ankaraspor
15-Mustafa Pektemek / Gençlerbirliği
16-Hasan Şaş / Galatasaray
17-Sercan Yıldırım / Bursaspor
18-Mehmet Yıldız / Sivasspor
Mesela Antalyaspor'dan hiçbir oyuncu listede yer almıyor. Antalyaspor bu futbolcuları alsın, takımın başına da Ertuğrul Sağlam'ı koysun , bu kadro kesin şampiyon olur. Bu transfer gözdeleri takımı kadro kalitesi olarak belki de bu sezon mücadele etmiş takımların çoğundan kuvvetli olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca bu kadronun sadece 2 yabancısı var; 6 yabancı hakkı daha var. Bu takıma 6 kaliteli yabancı konursa tutulması zor bir takım haline gelir.

Turkcell Süper Lig'de Transfer Borsası' nın Gözdeleri

Kendi tahminimce bu sezon birçok takım tarafından istenecek futbolcu listesi şu şekilde olacak
1- İsmail Köybaşı / Gaziantepspor
2- Murat Ceylan /Gaziantepspor
3-Rodrigo Tabata /Gaziantepspor
4- Bekir İrtegün / Gaziantepspor
5- Engin Baytar / Gençlerbirliği
6- Ufuk Ceylan / Manisaspor
7- Sezer Öztürk / Manisaspor
8- Ferhat Öztorun / Manisaspor
9- Bilica / Sivasspor
10- Mehmet Yıldız / Sivasspor
11- Kamanan / Sivasspor
12- İbrahim Akın / İstanbul Büyükşehir Belediyespor
13- Emin Aladağ / Denizlispor
14- Cenk Gönen / Denizlispor
15- Batuhan / Beşiktaş
16- Aydın Yılmaz / Galatasaray
17- Hasan Şaş / Galatasaray
18- Mehmet Güven / Galatasaray
19- Tijikuzu / İstanbul Büyükşehir Belediyespor
20 - Serdar Kulbilge / Kulüpsüz
21- Mehmet Topuz / Kayserispor
22- Eren Güngör /Kayserispor
23-Sercan Yıldırım / Bursaspor
24-Mustafa Sarp / Bursaspor
25- Orhan Şam / Hacettepespor
26- Ediz Bahtiyaroğlu / Ankaraspor
27- Özer Hurmacı / Ankaraspor
28- Serdar Kurtuluş / Beşiktaş
29- Ali Bilgin / Fenerbahçe
30- Burak Yılmaz / Fenerbahçe
31- Orkun Uşak / Galatasaray
32- Aykut Erçetin / Galatasaray
33- Volkan Yaman / Galatasaray
34-Yaser Yıldız / Galatasaray
35- Ferdi Elmas / Galatasaray
36- Mustafa Pektemek / Gençlerbirliği
37- Taner Gülleri / Kocaelispor