22 Mayıs 2009 Cuma

Bilgin Gökberk Başka Bir Adam


Bilgin Gökberk, bu spor medyasının belki de en entresan adamı. Yazıları, konuşması, futbola bakış açısı farklı olduğu için spor medyasının belki de en sevilmeyen adamı oldu. Gerçi bunu kendisi de kabul ediyor. Bana bir sene önce sorsanız Bilgin Gökberk'i bu adamın niye dinliyeyim ki derdim. TRT'de Stadyum Programı'nda görev alması şaşırtmıştı ancak o yine de tarzından vazgeçmedi. Yine aynı üslup; aynı tip siyah t-shirt kısacası aynı Bilgin Gökberk. Geçen sene Milliyet Gazetesi'nde bir yazısı vardı. Konu şu ki Ümit Karan ve Hakan Şükür takımın 11'de oynayan oyuncuları; Nonda'nın yedek kaldığı dönemle ilgili bir yazı yazmıştı.
" Biri, ülkenin en kariyerlisi, sahada her işi yapan tek santrforu, diğeri tek vuruşta en beceriklisi...
İkisinin özellikleri çok az santrforda var.
Ama bir ortak özellikleri var ki, hiçbir santrforda yok.
Topla bir metre gidemiyorlar.
Nonda, onlarda olan özelliklere sahip.
Olmayan özelliklere de...
Tercih edilmesine sebep olan özelliği, diğer iki santrforun becerdiklerini ve beceremediklerini becermesi değil, onlar oynadığında, sesini çıkarmadan oturmayı becerebilmesi...
Galatasaray, Nonda’dan daha iyisini almazdı.
Bulsa da almazdı.
Alsa da oturtamazdı.
Oturtsa da tutamazdı.
***
Galatasaray’da 11’lerin nasıl oluştuğunu bir Feldkamp biliyor.
Bir de Allah...
Mesela Nonda...
Niye oynatılmadığını bilmiyordu.
Oynatılmayacaksa neden alındığını da...
Galatasaray’da santrforların hangi kıstaslara göre oynatıldığını da...
Yazmıştım.
***
Galatasaray 11’leri, ‘kabine’ gibi kuruluyor.
Ilımlılardan 2, radikallerden 3, bağımsızlardan 4...
Filan falan...
Teknik direktöre de 1-2 kontenjan bırakılıyor.
Takım içinde hassas dengeler var.
Nonda yeni öğrendiği bu.
***
Nonda’nın; karısına, amcaoğluna santrfor arkadaşları ile ilgili neler anlattığını bilmiyorduk.
Şimdi biliyoruz..."

Bu yazıda o günün şartlarına göre çok iyi tespitler vardı. Benim en çok ilgimi çeken herkesin bildiği penaltı pozisyonlarını yorumlamayıp Nonda'nın Kongo'daki eşine dostuna neler anlattığını düşünmesi. Gökberk futbolun taktik; oyuncu değişikliği ile ilgili konuşmuyor. Çünkü ona göre futbolda işin taktik boyutlarını sokaktaki herkesin ve çoğu futbol yazarlarının bildiğini sandığını ama bilmediğini savunuyor. Onun tezine göre Türkiye'de futbolu " Hagi, Sergen Yalçın, Rıdvan Dilmen, Hakan Şükür..." gibi üst düzey futbolun içerisinde yer almış kişilerin konuşması gerektiğini söyler durur.

Benim de dün değindiğim Kewell konusu ile ilgili çok ilginç bir yorumu vardı. Herkes Kewell neden 11'de oynamaz yazarken o
"Kewell ve mesela Sabri hiç bir yerde eşit değildir.Ne oturdukları sitede, ne markette, ne pasaport kuyruğunda, ne plajda, ne yolda, ne parkta, ne sinemada, ne tuvaletde, ne tiyatroda, ne hastanede.."
yazısını yazacak kadar başka bir adam , başka bir kişilik.
Lincoln 'le ilgili yazısında çok ilginç ilişkilendirmelerde bulunmuştu. 10 numaralı futbolcuların biraz farklı olduğunu, Galatasaray'ın onu isteyerek aldığını ve Lincoln'ün değişmeyeceğini söylediği yazısındaki kısım

"10’lar böyle.
Cazip kadınlar gibi.
Kaçırmayın.
Ararsınız.
***
Her kadın 250 gram ‘bilmemne ‘olmalıdır, 400 gram ‘bilmemne’ olursa ‘bilmemne’ olur.
Bu da iyi laftır.
Ve...
Her ‘10’, 250 gram ‘bilmemne’ olmalıdır.
Takılmayın fazla.
Tatları bundan."

Bunları şunun için yazıyorum ; artık sadece kavga çıkaranların bulunduğum, hep spekülasyon yapılan programlar sevilmiyor. Dün oynadığı takımla sorunları var diye takımını haksız yere eleştirip prim yapanlar yer almamalı. Devamlı suni kavga yaratıp, program çıkışında yemeğe giden insanlar yer almamalı. Spor programlarında ya özel haberler koyulmalı; ya işin ehli futbol üstatları olmalı; ya da futbola başka açılardan bakan mühendis, doktor veya herhangi bir meslekten olanlar yazmalı, konuşmalı. Bilgin Gökberk de işin dışarıdan bakan farklı yüzü olmaya devam etmeli.

http://www.turkmedya.com/V1/Pg/ColumnDetail/ColID/9639
http://www.milliyet.com.tr/default.aspx?aType=YazarDetay&ArticleID=1024885&AuthorID=69

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder